"الأماكن العامة" - Translation from Arabic to Turkish

    • kamusal
        
    • halka açık
        
    • açık alanların
        
    • kamuya açık
        
    • umumi yerlerde
        
    • umumi alanlarda
        
    • kamu alanlarındaki
        
    • toplum
        
    • umuma açık
        
    • sunu elalemin
        
    kamusal alan. Burası, güzel bir kamusal alan. TED أماكن عامة. هذه هي الأماكن العامة الجيدة.
    şehirde yeni olduğumdan ve bir sahneye erişimim olmadığından, kendi kamusal alanlarımı yaratmaya karar verdim. TED لم أستطع النفاذ لخشبات المسارح لأنني كنت حديث العهد بالمدينة، لذلك قررت إنشاء خشبة مسرحي الخاصة في الأماكن العامة.
    Bence canlı ve eğlenceli halka açık alanlar, mükemmel bir şehir planlamanın anahtarıdır. TED لذلك أعتقد أن الأماكن العامة المليئة بالحيوية والمتعة هي المفتاح لتخطيط مدينة رائعة.
    Ve kız bu hikayenin film haline getirilip halka açık alanlarda sunulmasına izin verdi. TED وقد سمحت الإبنة للقصة أن يتم تصويرها وعرضها في الأماكن العامة.
    Şehir planlamacısı olarak eğer öğrendiğim bir ders varsa hayatımda, o da açık alanların bir gücü olduğudur. TED إذا كان هناك أي درس ما تعلمته في حياتي كمخططة للمدينة، هو أن الأماكن العامة لها السلطة.
    İçki içiyor, kamuya açık alanda olay çıkartıyor... Open Subtitles إنه يعاقر الخمر وهو عنيف في الأماكن العامة
    Hiç bir robotun umumi yerlerde mahremiyet beklentisi olmamalıdır. TED لا يجب السماح للروبوتات باقتحام الخصوصية في الأماكن العامة.
    İnsanlar her yerden izleyebiliyorlar, umumi alanlarda bile. TED حيث أن الناس تشاهده في جميع أنحاء البلاد و في الأماكن العامة أيضاً
    Şehrin Belediye Başkanı bize gelip yönelttiği bir soru ile başladı, İspanya'nın ve Güney Avrupa'nın kamu alanlarındaki mimaride su kullanmak ile ilgili güzel bir gelenek vardır. TED وبدأ عن طريق سؤال قام بطرحه عمدة المدينة ، الذي أتي الينا قائلاً أن أسبانيا و جنوب أوروبا لديها تقليد جميل بأستخدام الماء في الأماكن العامة ، وفي البناء المعماري.
    emekliye sevkedildi. Gelecek 42 yıl boyunca, kabuslar, toplum içerisinde aşırı kaygı, yalnızlık ve depresyon yaşadı. TED وعلى مدى 42 عامًا، عانى من الكوابيس، والقلق الشديد في الأماكن العامة. والوحدة والإكتئاب.
    Görünüşe göre katilimiz umuma açık yerde oynaşmayı seviyormuş. Open Subtitles يبدو أنّ قاتلتنا يحب اللعب في الأماكن العامة
    - Birak artik sunu elalemin önünde yapmayi. Open Subtitles يجب أن تتوقف عن فعل هذا في الأماكن العامة
    İnsanlar eskiden etrafa çöplük atarlardı, emniyet kemeri takmazlardı, kamusal binalarda sigara içerlerdi. TED اعتاد الناس رمي النفايات في الشوارع، اعتادوا ألا يلبسوا أحزمة الأمان، اعتادوا التدخين في الأماكن العامة.
    Aynı reaksiyonu alacağım bir şeyi kamusal alanda yapabilir miydim? TED هل يمكنني القيام بشيء في الأماكن العامة من شأنه أن يحصل على نفس التفاعل؟
    Ve bunu dünya çapında kamusal alanlarına yerleştirdik. TED ووضعنا ذلك في الأماكن العامة في جميع أنحاء العالم.
    Şüphesiz, diğerleriyle aynı kamusal alanların birçoğunu paylaşmadık. TED بالطبع، لم نتمكن من مشاركة الكثير من الأماكن العامة ذاتها مع الآخرين.
    Burası Central Park, Amerika'daki en güzel dizayn edilmiş halka açık alan. TED هذه الحديقة المركزية، أحد أكثر الأماكن العامة التي صممت بجمال.
    Yani bir şehirdeki binalardan çok daha önemlisi binalar arasındaki halka açık alanlardır. TED الأكثر أهمية من المباني التي تتخللها هي الأماكن العامة فيما بينها.
    Örneğin başarılı olan halka açık alanların davranış yapılandırması için genellikle üç farklı yöntemi olduğunu fark ettiler. TED على سبيل المثال: لاحظوا أن الأماكن العامة الناجحة لها عموماً ثلاث طرق مختلفة لتكوين السلوك.
    Bu Çilek denilen yetişkin adamın çocuk istismarı, kamuya açık alanda çiş falan yapmış mı bilmek istedim. Open Subtitles تم القبض عليه من قبل بسبب سوء معاملة الأطفال أو التبول في الأماكن العامة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more