| Tamam, kıskanıyorum, ama bundan fazlası var. | Open Subtitles | حسنا، أنا أشعر بالغيرة. لكن الأمر أكثر من ذلك. |
| - Hayır, bundan fazlası var. | Open Subtitles | لا، لا، كان الأمر أكثر من ذلك. |
| Biliyorsun ki, bundan fazlası var. | Open Subtitles | الأمر أكثر من ذلك |
| Her zaman Yukarı Doğu Yakası'na Serena yüzünden bu kadar bağlı olduğunu sanıyordum fakat bundan daha fazlası varmış. | Open Subtitles | كنت دائماً أظن أن سيرينا هي السبب في وقوعك في حب الجانب الشرقي الراقي ولكن الأمر أكثر من ذلك |
| Evet yani bundan daha fazlası var. | Open Subtitles | أجل, كلا, إن الأمر أكثر من ذلك |
| Beni korkutmak için bundan fazlası gerek. | Open Subtitles | سيتطلّب الأمر أكثر من ذلك ليخيفني |
| - Onu öldürmek için bundan fazlası gerek. | Open Subtitles | -يتطلب الأمر أكثر من ذلك |
| - Lee bundan fazlası var. | Open Subtitles | -لي) ).. الأمر أكثر من ذلك. |
| - Lee bundan fazlası var. | Open Subtitles | -لي) ).. الأمر أكثر من ذلك. |
| Evet, ama bundan daha fazlası var. | Open Subtitles | نعم، لكن الأمر أكثر من ذلك |
| bundan daha fazlası var. | Open Subtitles | الأمر أكثر من ذلك |