| Ama iş kaşarlı sandviçe gelince, o kadar da seçici değilim. | Open Subtitles | لكن عندما يأتي الأمر إلى الجبن المشوي أنا لست بهذا الدلع |
| Şimdi, eğer Japonya'da bir iş yapmaya çalışıyor olsaydım bu sonsuz bir hayal kırıklığı olurdu. | TED | إن حاولت أن تبدأ عملك الخاص في اليابان، سوف يؤدي بك هذا الأمر إلى إحباط لا ينتهي. |
| Ancak bazen işler karışır ve ortam şiddetlenir. | Open Subtitles | ولكن في بعض الأحيان قد يتحول الأمر إلى الفوضى والعنف |
| Neden ailece bir araya her geldiğimizde başıma yapacak işler çıkarıyorsunuz benim? | Open Subtitles | لماذا في كل مرة يكون لدينا تجمع عائلي معاً يتحول الأمر إلى تطبيق لائحة بالنسبة لي ؟ |
| Bu olay Kanada'da olanlara derinlemesine odaklanmamı sağladı. | TED | سرعان ما أعاد الأمر إلى دهني ما كان يحدث في كندا. |
| Söz konusu devletimizi onarma mücadelesi olduğunda boş verme lüksümüz yoktur. | TED | لا نستطيع تحمل الاستسلام واليأس عندما يأتي الأمر إلى التحديات لإصلاح حكومتنا |
| Bunu halk oylamasına çeviriyorsun. | Open Subtitles | إنك تحوّل الأمر إلى إستفتاء. |
| Bu duruşmanın bitiminde, iş sonunda paranın miktarına geldiğinde sizden birer kanun koyucu gibi davranıp, öyle bir rakamla gelmenizi istiyorum ki; bu rakam davalı ve tüm araba üreticilerine araçlarını güvenilir yapmalarını söylesin. | Open Subtitles | في ختام هذه المحاكمة عندما يأتي الأمر إلى الكمية المالية سأطلب منكم ان تكونوا مشرعون |
| Tanrı şahidim olsun ki bu iş zombi saldırısına dönüşürse, ben yokum. | Open Subtitles | أقسم بربي ' إذا تحول هذا الأمر إلى هجوم للزومبي ' فأنا مستقيل |
| Bir sonraki görevi için iş başı eğitimi. Kardeşinin Norman'da ordu malzemeleri dükkânı var. Oradaysa, muhtemelen yalnız ve elleri boş değildir. | Open Subtitles | ولإنزالهم يحتاج الأمر إلى 12 ساعةٍ كحدٍ أدنى، ومن المحتمل أن يتسبب بالذعر |
| Dinle, bence işler daha da ilerlemeden Tara'ya, Kerry'nin benim tipim olmadığını söylemen gerek. | Open Subtitles | ,أنظر, أعتقد أنه قبل أن يتطور الأمر إلى ما هو أبعد عليك أن تخبر تارا أن كيري ليست من نوعي |
| Neden karıştın? Basın bunu duysaydı, işler ne kadar sarpa sarardı! | Open Subtitles | لو وصل الأمر إلى الصحافة، كيف يمكن للوضع أن يكون اسوأ! |
| Oyun odasında işler mi kızıştı? | Open Subtitles | هل ألت بعض الأمر إلى الجنون داخل غرفة اللعبة؟ |
| olay da bu. Eğer cinsel bir şeyler olacaksa, senin olman daha iyi. | Open Subtitles | هذا هو بيت القصيد، إن تحوّل الأمر إلى تحرّش، فليحدث ذلك معك |
| Sonra açılıyorum ve her şey öyle kişiselleşiyor ki, bütün olay sarpa sarıyor. | Open Subtitles | .. يتحول الأمر إلى أمور شخصية.. وتنقلب الأمور للتفاهات. |
| olay 40 milyonluk boşanma anlaşmasına döndü. | Open Subtitles | لقد تحول الأمر إلى طلاق بقيمة 40 مليون دولار |
| Ama söz konusu insan kalbi ise, gücüm yoktur benim. | Open Subtitles | لكن عندما يصل الأمر إلى قلوب البشر فليس لى سلطان على ذلك |
| Söz konusu benim adamlarım olunca susman akıllıca olur. | Open Subtitles | عندما يصل الأمر إلى حياة رجالي فسيكون من الحكمة أن تبق فمك اللعين مغلقا |
| Fakat uçurumun kenarında silahsız dövüş söz konusu olduğunda suya düşen sen olursun, kıçı yere yakın herif. | Open Subtitles | لكن عندما يؤول الأمر إلى مسألة القتال الأعزل على حافة الهاوية تسقط أنت في الماء أيها القصير الوغد |
| Johnnie, dur. Bunu halk oylamasına çeviriyorsun. | Open Subtitles | إنك تحوّل الأمر إلى إستفتاء. |