| Ben bazı korkunç şeyler görmüştüm, ama bu dayanılmazdı. | Open Subtitles | لقد رأيتُ بعض الأمور الفظيعة للغاية لكنهذاالشيءكان .. |
| Çalışırken çok korkunç şeyler görüyor olmalısın. | Open Subtitles | لابدّ وأنّك ترّ بعض الأمور الفظيعة بوظيفتك. |
| Tanıştığımızda onu sevmiyordum ve onun bilmediği çok kötü şeyler yaptım. | Open Subtitles | لم أحبه حينما تقابلنا وفعلت به العديد من الأمور الفظيعة حيث لا يعرف |
| Tanıştığımızda onu sevmiyordum ve onun bilmediği çok kötü şeyler yaptım. | Open Subtitles | لم أحبه حينما تقابلنا وفعلت به العديد من الأمور الفظيعة حيث لا يعرف |
| Tüm bu korkunç şeylerin arkasında benim olduğuma inanıyorsan buraya gelmeye karar vermen epey zor olmuş olmalı. | Open Subtitles | إن كنتَ تعتقد أنّي المُلامُ على هذه الأمور الفظيعة كلّها، فلا بدّ أنّ قرارَ مجيئك إلى هنا كان صعباً. |
| Çalışanların senin içinde korkunç şeylerin saklı olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الأشخاص يقولون بعض الأمور الفظيعة عنك |
| Hangi korkunç şeyleri söyleyeceksen, durma söyle. | Open Subtitles | مهما كانت الأمور الفظيعة التي ستخبريني بها, فقط تفضلي و قوليها |
| Yani başıma gelen tüm o korkunç şeyler sorun değil çünkü beni aydınlanmaya daha da yaklaştırıyorlar. | Open Subtitles | مثل تلك الأمور الفظيعة التي حدثت لي تلك الأمور لا ضرر منها لأنها قربتني من التنوير |
| İstediğimizi elde etmek için hepimiz korkunç şeyler yaparız. | Open Subtitles | نحن نفعل كل الأمور الفظيعة لنحصل على ما نريد |
| Etrafında bu kadar korkunç şeyler olurken kim uyuyabilir? | Open Subtitles | من قد ينام وكل تلك الأمور الفظيعة على وشك الحدوث؟ |
| Ben de çok korkunç şeyler yaptım. Yaşadıklarını anlıyorum. | Open Subtitles | مررت ببعض الأمور الفظيعة أنا أيضاً، لذلك فأنا أفهمك. |
| Hakkında korkunç şeyler düşündüm. | Open Subtitles | فكّرتُ ببعض الأمور الفظيعة حولك. |
| korkunç şeyler yaşandıktan hemen sonra tüm o yerlere gitmek oldukça bunaltıcı olmalı, değil mi? | Open Subtitles | لا بد أنه شيء محبط لك أن تتواجد في كل تلك الأماكن مباشرةً بعد أن تحدث أمور فظيعة. لا بد أنّك رأيت الكثير من الأمور الفظيعة. |
| Son birkaç gündür çok kötü şeyler oldu. | Open Subtitles | الكثير من الأمور الفظيعة حدثت خلال الأيام القلية الماضية |
| - Hayır, şimdiye kadar başıma gelen tüm kötü şeyler bu yüzden oldu. | Open Subtitles | ـ كلا، كل الأمور الفظيعة. تحدث لي بسبب هذه الظلال. |
| Gençken çok kötü şeyler yaptığını söylemiştin. | Open Subtitles | سبق و أخبرتني بأنك ارتكبتَ بعض الأمور الفظيعة في شبابكَ |
| Evet, söylediğin bu korkunç şeylerin hepsini yaptım. | Open Subtitles | -صحيح فعلت كلّ هذه الأمور الفظيعة في الماضي |
| Evet, söylediğin bu korkunç şeylerin hepsini yaptım. | Open Subtitles | -صحيح فعلت كلّ هذه الأمور الفظيعة في الماضي |
| Hayatın boyunca yaptığın korkunç şeyleri düşünüyoruz | Open Subtitles | جميعنا نفكّر بكلّ الأمور الفظيعة التي فعلتها في حياتك |
| - Herkes oturup yaptığı korkunç şeyleri anlatıyor sonra herkes gülüyor. | Open Subtitles | كان الجميع جالسون في دائرة ويتحدثون عن كل الأمور الفظيعة التي فعلوها ثم يضحك الجميع معاً |