| Geniş ve dar kan damarları bu oyuklardan içeri girerler. | TED | حيث تدخل الأوعية الدموية الكبيرة والصغيرة من خلال هذه الثقوب. |
| Oğullarınızın kan damarları küçücük musluklar gibi ancak kaybedilecek çok kan var. | Open Subtitles | الأوعية الدموية لطفليكما مثل الحنفيات الصغيرة مع الكثير من الدم الذي سينزف. |
| Kızarıklığı muhtemelen yayılmış damar içi koagülapatisinin neden olduğu purpuraydı. | Open Subtitles | لا بد أن طفحه من اعتلال خثري منتشر داخل الأوعية |
| Üçüncü zorluk ise damar yapıları, bu organları bir defa rejenere ettikten sonra onlara kan akımının ulaşmasını sağlayan yapılar. | TED | والتحدي الثالث هي الأوعية الدموية، أي إمداد العضو أو النسيج بالدم ليصبح في إمكانه الاستمرار بعدما نقوم بتجديده. |
| Kan damarlarının burun, kulak, boğaz ve böbrekleri etkilediği bir hastalık. | Open Subtitles | هذا المرض يصيب الأوعية الدموية ويؤثر على الأذنين، الأنف، الحلق، والكلى |
| vasküler ve plastik cerrahi bölümünden birilerini bekliyorum, plastik ne bok demekse artık. | Open Subtitles | إني بانتظار جرّاح الأوعية الدمويّة وآخر للتجميل، أياً كان يعني ذلك |
| Küçük kolesterol parçacıkları bir araya gelerek böbrek damarlarını tıkayabilir. | Open Subtitles | الأجسام الدقيقة للكوليسترول تتدفق بالأسفل و تسد الأوعية الصغيرة بالكلية |
| Karaciğerini muhafaza edip damarları sıkıştırmak için mükemmel bir şekli var. | Open Subtitles | ما الكبد لمنع حل أفضل إنها الدموية الأوعية على الضغط من |
| Kan damarları tüm beyin hacmini dolduran karmaşık bir ağ oluşturur. | TED | تُكوّن الأوعية الدموية شبكة معقدة تملأ حجم المخ بالكامل. |
| Bu kan damarları, kanı ve içerisindeki her şeyi karaciğere taşıyan bir damarın içinde beslenirler. | TED | تصب هذه الأوعية الدموية في الوريد، الذي ينقل الدم وكل ما يحتويه إلى الكبد. |
| Kadınlarda rahmin duvarlarının oluşumunu desteklemek için kan damarları her ay oluşuyor. | TED | في النساء, الأوعية الدموية تنمو كل شهر لتبني جدار الرحم. |
| Bir yaralanmadan sonra da, kan damarları kabuğun altında gelişip, yarayı tedavi ediyorlar. | TED | و بعد التعرض للجروح, يجب على الأوعية الدموية أن تنمو تحت قشرة الجرح من أجل أن يشفى الجرح. |
| Daha sonra bu iskeleti karaciğer hücreleri ile dolduruyoruz, böylece organdaki damar ağını korumuş oluyoruz. | TED | بعد ذلك نقوم بإعادة ملء الكبد بالخلايا، محافظين على تفرعات الأوعية الدموية. |
| Gri renktedir. Bu dış tabaka, insan beyninin etrafındaki, olağanüstü damar sistemidir. | TED | وهو يبدوا رمادياً. وهذه الطبقة الخارجية ، عبارة عن شبكة من الأوعية الدموية. وهي مدهشة ، وتحيط بالدماغ البشري. |
| Glikoz damar düzeninin baskın bir parçası haline gelir ve glikoza duyarlı hale gelirsiniz. | TED | ويصبح الجلوكوز جزء مهيمنا في الأوعية الدموية فتصبح في الأساس قليل الاحتمال للغليكوز. |
| Aslında önce dokunun damarlarının içine hastanın kendi kan hücrelerinden enjekte ediyoruz, daha sonra da parenkime karaciğer hücreleri ekiyoruz. | TED | إذا فنحن نتخلل تفرعات الأوعية الدموية أولاً بخلايا الأوعية الدموية الخاصة بالمريض نفسه، ثم بعدها نملأ النسيج البارينشيمي بالخلايا الكبدية. |
| Üç boyutlu vasküler canlandırma yapar mısın? - Buna gerek var mı? | Open Subtitles | أيمكنني الحصول على صور ثلاثية الأبعاد لإعادة إعمار الأوعية الدموية |
| Nitrik oksit kan damarlarını genişletir, böylece kan basıncını düşürür. | TED | ماذا يقوم اكسيد النتريك بفعله هو توسعة الأوعية الدموية مما يسبب إنخفاض في ضغط دمك |
| Kaseleri ben aldım Sen tencere ve tavaları al. | Open Subtitles | . أنا سأحضر الأوعية . وأنتم أحضروا القدور و المقالي |
| Bu damarların çoğunu, hala anne rahmindeyken oluşturuyoruz. | TED | و تتكون معظم تلك الأوعية الدموية لدينا ونحن مازلنا في رحم الأم. |
| Şükür ki kurşun atar damarı ve omur iliği ıskalamış. | Open Subtitles | لحسن الحظ لم تصب الرصاصة الأوعية الوداجية أو العمود الفقري |
| damarlar ve sinir hücreleri çok derinde yer aldıklarından gittikçe büyüyen çürük henüz acıtmaz. | TED | حيث أن الأوعية الدموية والأعصاب في أسناننا مطوّقة بعمق، في هذه المرحلة، التجويف المتّسع لا يؤلم. |
| Bu vakada ölüm sebebi, aşırı cinsel uyarıma bağlı olarak ortaya çıkan Aort anevrizması. | Open Subtitles | بهذه الحالة سبب الوفاة هو تمدد الأوعية الأورطية وفقاً لإثارة جنسية مفرطة |
| Bir parça topraktan bir beden yaptık. | Open Subtitles | نصنع الأوعية بواسطة كُتل من الطين |
| Hastane Taşıtı, Damarsal Görüntülemeye Hastane Taşıtı, Damarsal Görüntülemeye | Open Subtitles | النقل إلى المستشفى لتصوير الأوعية الدموية |
| Serebral Vaskülit teşhisi için destek mi arıyorsun? | Open Subtitles | تبحث عن دليل يدعم تشخيص التهاب جدران الأوعية الدموية بالمخ؟ |
| O kaselerin içinde ne olduğunu görene kadar hiçbir yere gitmiyorum. | Open Subtitles | أنا لن اذهب لأي مكان حتى ارى ما بداخل تلك الأوعية |
| damarlarda inflâmasyon varsa Trenton'dan gelen MR'larda hata yok demektir. | Open Subtitles | إن كانت الأوعية الدموية ملتهبة فسيتفق هذا مع ما رأينا |