| Bir gün, peyzajcıma çek yazıyordum ve aniden kafama dank etti. | Open Subtitles | في أحد الأيام كنت أكتب شيك لمنسق حديقتي و فجأة أدركت |
| Bir gün yine balığa gidecektik... ama babam eve hiç gelmedi. | Open Subtitles | في يوم من الأيام كنت ذاهبا الصيد، ولكن أبي لم يحضر. |
| Bir gün Union Square'de yürüyordum | TED | حسنا، في أحد الأيام كنت أمشي عبر ميدان يونيون سكوير، |
| Bu yüzden bir gün odamda oturuyordum ve odamda oturan bu şeyi gördüm ve onu bir canavar sandım. | TED | في أحد الأيام كنت بحجرتي ونظرت إلى الشئ الموجود بها وظننته شبحًا |
| Bir gün bir düzine bilek buketi hazırlıyordum. | Open Subtitles | وفى أحد الأيام , كنت أصنع ثلاث دست من حلقات الزهور للحفل الراقص |
| Bir gün gelecek, babanın yanına gideceksin. | Open Subtitles | في يوم من الأيام كنت ستعمل يكون مع الدك. |
| O gün, bütün günümü okulda geçirmiştim. | Open Subtitles | ففى أحد الأيام كنت قد قضيت يوماً كاملاً بالمدرسة |
| Korkunç bir şekilde sarhoş olduğum bir gün trendeydim. | Open Subtitles | في أحد الأيام كنت في القطار مخموراً للغاية |
| Bir gün okul mücadelesi ertesi gün Aşk Adası. | Open Subtitles | في يوم من الأيام كنت في اختبار تحدي المدارس، ومن ثم أصبح جزيرة الحب |
| yani bir gün Miami Su kaynakları yönetim kurulu başkanısındır, .... sonraki gün seni kapıdan içeri sokmazlar. | Open Subtitles | أعني، في إحدى الأيام كنت رئيسا للجنة مصادر مياه ميامي وفي اليوم التالي لن يسمحوا لك حتى بالدخول من الباب الأمامي |
| Ve bir gün, hasta bakarken ve tamamen sebepsiz bir şekilde kalbimde çarpıntı başladı. | Open Subtitles | بعدها في أحد الأيام كنت مع مريض و بلا سبب بدأ قلبي بالخفقان |
| Bir gün kampüsteki kitapçıya gittim... ve sen oradaydın. | Open Subtitles | و في أحد الأيام كنت في مكتبة الحرم الجامعي و كنت هناك |
| Keşke bir gün bu at için, sizin sahibi için yaptıklarınızın yarısını yapabilsem. | Open Subtitles | في أحد الأيام كنت أود أن أستطيع أن أفعل لذلك الحصان نصف ما أنتِ فعلتيه لمالكته. |
| Bir gün evde yalnızken televizyon izliyordum. | Open Subtitles | وهكذا في يوم من الأيام كنت بمفردي في المنزل اشاهد التلفاز |
| Bir gün, yüzerken mavi suyun derinliklerine baktım ve... bir köpek balığı gördüm Uzaktan bana doğru yüzen bana doğru gelen kahrolası bir canavar | Open Subtitles | في أحد الأيام كنت أسبح عائدا من القعر ونظرت من خلال ذلك الماء الأزرق ورأيتُ سمكة قرش، كانت أشبه بالوحش |
| Bir gün buradasın, ertesi gün yoksun. | Open Subtitles | في يوم من الأيام كنت هنا، في اليوم التالي ذهبت أنت. |
| Bir gün, atları sularken sessizce ahıra geldi ve aniden üzerime çıkıp kukusunu enseme sürttü. | Open Subtitles | وفي يوم من الأيام , كنت أسقي الخيول فأتت بهدوء إلى الاسطبل فقفزت علي وفركت عضوها التناسلي على رقبتي من الخلف |
| Bir gün arkadaşımdan dönüyordum arabanın biri kırmızı ışıkta geçti, üzerime doğru geliyordu. | Open Subtitles | لذا، بيوم من الأيام كنت خارجة من منزل صديقتي ومتجهة لمنزلي وتلك السيارة تخطت إشارة المرور |
| Bir gün oturdum ve “İlacın seyrelme riski olmadan HIV ilaçlarını doğrudan virüslü bölgelere ulaştırabilir miyiz?” diye düşündüm. | TED | في أحد الأيام كنت أفكّر "هل يمكننا إيصال مضادات الإيدز مباشرة للمناطق المصابة بدون تخفيف تأثيرها؟" |
| Diğer gün memleketim Kerala'daydım, bir arkadaşının ülke çiftliğinde. Şehir diye düşüneceğin ama her yerden 20 kilometre uzak olan bir yerde. | TED | في أحد الأيام كنت في كيرلا، الولاية التي هي مسقط رأسي، في مزرعة ريفية يملكها أحد أصدقائي، تبعد مسافة 20 كيلومترا عن أي منطقة يمكنكم اعتبارها مدينة. |