"الأيّام" - Translation from Arabic to Turkish

• günlerde
• Bugünlerde
• günler
• aralar
• günlerin
• günleri
• günlerden
• günde
• günlerdeki
• gündür
• zamanlar
• Zamane

Gerçi daha gömmediler ama... İnsanların bu günlerde hareketli şeylere ihtiyacı var.
لم يتمّ بعد العثور على الجثّة فحسب النّاس تحتاج إلى الآكشن في هاته الأيّام

Gençler bu günlerde nasıllar bilirsiniz.
إنكَ تعرفُ تصرفات الأطفال بهذهِ الأيّام.

"Duygusal Bozukluk Terapisi" Bugünlerde okulda bunları mı öğretiyorlar? Delirmiş mi bunlar?
العلاج المعرفي والإضطرابات العاطفيّة، ما يعلّمونك هذه الأيّام في الجامعة؟

Bugünlerde ceset saklamak kolay değil.
ومع ذلك ليس من السهل إخفاء جثّة هذه الأيّام

Bazı günler bir parça çikolatalı kek ile yerde kıvrılmak istedim.
تجعلني في بعض الأيّام أريد فقــط إلتهام قطعة من كعكة الشوكولاتة.

Bu aralar böyle mi diyorsunuz?
لا دعوتكّ كي ترى حوض أسماكي هل هذا هو الاسم الذي تطلقنه عليه هذه الأيّام ؟

Eski günlerin hatırına 40 yapalım şunu?
ما رأيك بـ40 دولار، لأجل الأيّام الخوالي؟

Son günlerde daha saldırgan.
لقد أصبحت أكثر عدوانية فى الأيّام الأخيرة

Biliyor musunuz Bay Preskot, son günlerde sizinle çok iyi zaman geçirdim.
سّيّد بريسكوت, قد كان رائع ان اكون معك هذه الأيّام

Kardeşim ve ben bu günlerde birbirimizle pek konuşmuyoruz.
أخي وأنا لسنا بالكاد على علاقة جيّدة هذه الأيّام

En azından birileri bu günlerde adalete önem veriyor.
على الأقلّ يهتمّ أحد بالعدالة هذه الأيّام.

Ama YZ'ye sahip satranç platformları, yapay zeka geliştirenler için Bugünlerde çok değerli.
ثمين جداً لمُطوّري شبكات الذكاء الإصطناعي تلك الأيّام

Bugünlerde düşündüğüm tek şey ailem.
يبدو أنّ العائلة هي ما أفكّر فيه فقط هذه الأيّام

Tek ben de değilim. Bugünlerde muhabir olmak işsizler kuyruğuna ilk sıradan girmek gibi.
لستُ الوحيدة، فكون المرء صحافياً هذه الأيّام أشبه بتذكرة مباشرة للبطالة

Elbette, günler geçtikçe aklına türlü düşünceler girer.
بالطبع، مع مرور الأيّام, تملّكته الأفكار.

Bazı günler güzeldir ve onun beni sevdiğini düşünürüm.
بعض الأيّام تكون جيّدة وأعتقد أنّه يحبّني

Bakın, saatler günlere ve bizim için günler onun için yıllar anlamına gelebilir.
الساعات تعادل الأيّام والأيّام هنا تعادل السنوات هناك

Bu aralar dışarıda işler biraz kesat.
الأمور تجري ببطء نوعاً في الخارج هذه الأيّام

Olur, eski günlerin hatırına bana bir iyilik yaptıktan sonra.
بالتأكيد، بعدما تُدفعين لي لأجل الأيّام الخوالي.

O günleri çok seviyorum.
أنا حقّاً أحببتُ تلك الأيّام أنا ، أنا أشعر كالخدم

Hiç her şeyin kötü gittiği günlerden yaşadın mı?
هل حضيت بمثل هذه الأيّام ـ حيث كلّ شيء لا يمرّ بسلام ـ جدّتي توفيت الثلاثاء السابق

Diğer üç günde, seninle burada olabilirim.
لذا في الأيّام الثلاثة الأخرى، يمكنني أن أكون هنا معك.

Şu anda o kadar güçlü değiliz. Yani, başarmak için her şeyi yaptığımız günlerdeki gibi.
"لم نعد اليوم من القوّة التي كانت تجترح المستحيل في الأيّام الخوالي"

Son birkaç gündür hayatımı öyle çok savundum ki daha fazla yargılanmak istemiyorum.
ولكنّي كنتُ أذود عن نفسي بصعوبة في الأيّام القليلة الفائتة ولم أعد أودّ أن يحكَم عليّ بعد الآن.

Bir zamanlar dünyanın en ünlü sihirbazıydım, hanların ve hükümdarların, kralların ve kraliçelerin huzuruna çıkardım...
لقد كنت في يوم من الأيّام الساحر الأشهر في العالم كنت أؤدّي أمام الملوك و العظماء أمام السادة و السيّدات

Bu Zamane gençliği ne hale gelmiş böyle?
ما الخطب بالشبّان في هذه الأيّام.