| Başkan, Tanığa yüzündeki Sırıtmayı silmesi konusunda bilgi verirmisiniz? | Open Subtitles | رئاسة القاضي, هل يمكنك أمر الشاهد بأن يمحو تلك الإبتسامه من على وجهه ؟ |
| Pis pis Sırıtmayı bırak. | Open Subtitles | أزل هذه الإبتسامه. |
| - Sırıtmayı kes. | Open Subtitles | -توقف عن الإبتسامه |
| Geçen gece yüzündeki o büyük gülümseme sadece numaraydı yani. | Open Subtitles | حسناً، إذاً الإبتسامه المرتسمه على وجهكِ في تلك الليله لم تكن إلا تمثيلاً |
| Yaptıklarından sonra o adamın karşısında durup da gülümsemeye devam edebileceğine inanıyor musun gerçekten? | Open Subtitles | اتظن حقًأ انَ بإمكانك إبقاء الإبتسامه على وجهك عندما تقف امام هذا الرجل بعد ما فعله ؟ |
| gülümsemeyi unutma. | Open Subtitles | وتذكري, الإبتسامه |
| Sırıtmayı beceriyor. | Open Subtitles | لديه الإبتسامه |
| Bakalım babana yaptığını anlattıktan sonra yüzündeki gülümseme ne kadar daha yerinde duracak. | Open Subtitles | فلنرى تلك الإبتسامه على وجهك |
| İşte o gülümseme. | Open Subtitles | هذه الإبتسامه |
| Cidden, Gaby, gülümsemeye çalışmaktan çok yoruldum. | Open Subtitles | ... كلا يا (جابي)، بصدق سئمت من تصنع الإبتسامه |
| Boyun yukarı! gülümsemeyi unutma. | Open Subtitles | وتذكري, الإبتسامه |
| Yüzündeki şu gülümsemeyi dağıt, hadi! | Open Subtitles | ازل هذه الإبتسامه عن وجهه ! هيا |
| gülümsemeyi görebiliyor musunuz? | Open Subtitles | أترى الإبتسامه |