| yanlış yöne gidiyorsunuz. Tünel yokuş aşağı gidiyor. | Open Subtitles | انت تذهب في الإتجاه الخاطئ هذا النفق منحدر للأسفل |
| yanlış yöne gidiyorsunuz. | Open Subtitles | إنك تذهبين فى الإتجاه الخاطئ عميلة سكاي. |
| Kahretsin, hâlâ yanlış yöne gidiyorlar. | Open Subtitles | تباً , لازالوا يتجهون ناحية الإتجاه الخاطئ |
| yanlış tarafa bakıyorsun. Her zaman hayatı zor hale getirir. | Open Subtitles | أنت تنظر في الإتجاه الخاطئ دائماً ما يجعل الحياة صعبة |
| Yürüyen merdivende yanlış tarafa binmek istiyorsa, varım. | Open Subtitles | إذا أراد أن يذهب في الإتجاه الخاطئ للسلم المتحرك ، سأقوم بذلك معه |
| Bu sefkatin azaldığını yanlış yönde olduğumuzu düşünmemiz için bir sebep | TED | إذاً هذا سبب واحد للتفكير أننا ربما أصبحنا منحرفون، نذهب في الإتجاه الخاطئ. |
| yanlış yöne gittik. Mark Twain'in kim olduğunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لقد ذهبنا في الإتجاه الخاطئ وتعلمين من مارك توينز أليس كذلك ؟ |
| Pekala, birkaç kilometre önce yanlış yöne sapmış olabilirim. | Open Subtitles | حسناً، ربما كنُت أمشي في الإتجاه الخاطئ لعدة أميال. |
| Ben de Luke'un kız kardeşini yanlış yöne gönderdim ve-- | Open Subtitles | أرسلت شقيقة لوك في الإتجاه الخاطئ |
| Birkaç saat de yanlış yöne doğru gittim. | Open Subtitles | وسقت بضع ساعات في الإتجاه الخاطئ |
| yanlış yöne iki günlük yol bu. | Open Subtitles | هذا يعني التحرك يومين في الإتجاه الخاطئ |
| Birkaç sürücüyü yanlış yöne gönderebilirsin ama iyi bir amaç için olduğundan eminsen başka. | Open Subtitles | قد أرسل بضع سائقي سيارات إلى الإتجاه الخاطئ لكن... إن كنتِ متأكده أنّه لأمر حميد. |
| Birkaç sürücüyü yanlış yöne gönderebilirsin ama iyi bir amaç için olduğundan eminsen başka. | Open Subtitles | قد أرسل بضع سائقي سيارات إلى الإتجاه الخاطئ لكن... إن كنتِ متأكده أنّه لأمر حميد. |
| Kıştan dolayı yanlış yöne uçuyor olmalı. | Open Subtitles | يبدو أنها في الإتجاه الخاطئ للشتاء |
| Herkesin yanlış tarafa bakmasını sağlayan dikkat dağıtıcıydı. | Open Subtitles | لقد كانت لتشتيت الإنتباه لتجعل الجميع يبحثون في الإتجاه الخاطئ |
| yanlış tarafa bakıyorsun ve bu her şeyi daha karışık hale getiriyor. | Open Subtitles | أنت تنظر في الإتجاه الخاطئ وهذا دائماً ما يجعل الأمور معقدة |
| Eğer bu işi yapacaksak polislerin yanlış tarafa baktıklarından emin olmalıyız. | Open Subtitles | إذا فعلنا هذا، يجب علينا أن نحرص بأن الشرطة تنظر في الإتجاه الخاطئ. |
| Michael, yanlış tarafa döndün. | Open Subtitles | مايكل ، لقد دخلت فى الإتجاه الخاطئ |
| Şu an yanlış tarafa gidiyorum | Open Subtitles | إني أسير في الإتجاه الخاطئ هكذا |
| Yani ben ve Truck yanlış tarafa doğru Stricker Caddesine mi gideceğiz? | Open Subtitles | أنا و(تورك) سنذهب في الإتجاه الخاطئ على شارع (سترايكر) ؟ |
| En kötüsünde de, yanlış yönde 13 mil. | TED | فى أسوأ الأحوال ,13 ميل فى الإتجاه الخاطئ |