| Evet, o ikisi bir araya geldiği zaman pek çok kahkaha olurdu. | Open Subtitles | أجل، هاتان الإثنتان عندما تكونان مع بعض كان هناك الكثير من الضحك. |
| - Buffy için mi endişelisin? - Evet. Her ikisi için. | Open Subtitles | أنتى قلقة عليها نعم ، عليهما هما الإثنتان |
| Ve diğeri de uygunsuz ya da... korkunç bir şey oluyor veya ikisi de. | Open Subtitles | والأخرى أشياء غير لائقة أو سيئة , أو الإثنتان معا |
| Ve ikimiz sığır treninin köşesine gittik. | Open Subtitles | وذهبنا نحن الإثنتان إلي رُكن قطار الماشية |
| Bu ikisini kafeye götüreceğim. Git. | Open Subtitles | سوف أخذ هؤلاء الإثنتان إلى الكافتيريا , إذهبي |
| İkinizin gideceği tek yer arkadaki çöp konteynırı. | Open Subtitles | المكان الوحيد الذي ستذهبان إليه أنتما الإثنتان هو القمامة في الخارج |
| Onu burda mı becermek istersin, ya da, ikiniz de benim eve mi gelmek istersiniz? | Open Subtitles | أتريدين مضاجعتها هنا، أم تفضلان أنتما الإثنتان الذهاب لبيتي؟ |
| Ve o ikisi bunu hepimiz adına neredeyse mahvediyordu. | Open Subtitles | وهاتان الإثنتان أوشكا على تخريب الأمر علينا |
| İkisi de soygundan dakikalar sonra kapatılmış. | Open Subtitles | الإثنتان تبعدان بضع دقائق عن مكان السرقة. |
| Fakat bu ikisi Amerikan işlerini koruma politikasının evden başladığına inanıyorlar. | Open Subtitles | و عندها ستصدق هاتان الإثنتان ان السياسة لحماية الوظائف الأميركية تبدأ محليا |
| "Bu ikisi büyücülük ve sihirbazlık denen iğrenç şeytanlıkları kullanmıştır." | Open Subtitles | هاتان الإثنتان إنخرطتا بالفنون الملعونة المسماة بالسحر و الشعوذة |
| Hepsi akrabadır ya da sikişirler, ya da ikisi birden. | Open Subtitles | إنهم أقارب أو يضاجعون بعضهم أو كلا الإثنتان |
| Bu ikisi şimdi CDC ve DEA'nın vekil direktörleri. | Open Subtitles | هاتان الإثنتان هُم الآن نُواب مُديرين لمركز السيطرة على الأمراض وهيئة مُكافحة المُخدرات |
| Herkes bu noktadan geçti. Şu ikisi hariç. | Open Subtitles | لقد نزعت كلها ماعدا تلك الإثنتان |
| Öyleyse bu, ikimiz için de yeni bir meydan okuma. | Open Subtitles | .. حسنا إذاً حان الوقت لتحدٍ جديد لنا الإثنتان |
| Bunun yanı sıra, ikimiz de ne istediğimizi biliyorduk. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أننا نحن الإثنتان حصلنا على ما نريده |
| Sen ve ben, Avrupa'da takılıyoruz hem de sadece ikimiz. | Open Subtitles | نقضي الوقت سوياً بأوروبا نحن الإثنتان فقط |
| İkisini yan yana koysak, sen daha çekicisin. | Open Subtitles | أنتِ أكثر جاذبيّة منهما الإثنتان. |
| O zaman ikisini de vurman gerekirdi. | Open Subtitles | إذاً عليهم ان يلتقطوا الإثنتان معاً |
| Bu akşam o ikisini yollamalarının sebebi. | Open Subtitles | لِهذا أرسلوا أولئك الإثنتان هنا اللّيلة |
| Hele sizin ikinizin tek kişi olma stresinden bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | ناهيك عن الضغط الذي يقع عليكما أنتما الإثنتان لمحاولتكن إجتياز الأمر كشخص واحد |
| Onu burda mı becermek istersin, ya da, ikiniz de benim eve mi gelmek istersiniz? | Open Subtitles | أتريدين مضاجعتها هنا، أم تفضلان أنتما الإثنتان الذهاب لبيتي؟ |