| Örneğin, tatil günlerinde altmış müşteriye kadar ulaşanlar bile olur. | Open Subtitles | 60زبون لا يعتبر أمر نادر في أيام السبت أو أيام الإجازات |
| tatil dönemlerinde onu ailemle tanıştırmak istiyordum. | Open Subtitles | مع مجيء الإجازات. كنت أريده أن يقابل عائلتي. |
| Telefonda, tatillerde... | Open Subtitles | إنهم في كاليفورنيا، أتصل بهم وأراهم في الإجازات. |
| tatillerde, çoğunlukla Noel'de ve Yağlı Salı'da. | Open Subtitles | يكون بحالة جيدة في الإجازات غالباً في الكريسماس |
| Yani, hafta sonları annemizin yanına mı götürelim? | Open Subtitles | هل تقصد أن تأخذها إلى المنزل في الإجازات لتزور أمك؟ |
| Evet, ben de öyle. Çalışıyorum. Connecticut banliyösünde Tatiller boyunca büyük işler yapıyorum. | Open Subtitles | نعم ، وأنا أيضًا إنني أعمل على مشاريع كبيرة في الإجازات |
| Tatilleri bizimle geçirecek doğum günlerini ve tabii ki seçim kampanyası ile ilgili herşeyi. | Open Subtitles | سيقضي الإجازات معنا أعياد ميلاد العائلة وبكل وضوح كل حملات الترشح |
| Oliver için çözümümüz her gün eşofman altı giymesi oldu; okula giderken, partilere, tatile -- üniforması oldu. | TED | فكان الحل لاوليفر هو لبس ملابس رياضية يومياً: للمدرسة، للحفلات، في الإجازات. الزي الرسمي. |
| Sen sürekli ölümle burun burunasın. Şu tatil fotoğraflarına bir baksana. | Open Subtitles | دائماً ما تشرف على الموت ، فقط انظر إلى صور الإجازات الخاصة بنا |
| O günden bu yana kaç tane büyük federal tatil geçip gitti biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم كم عدد الإجازات الكبرى التي مرت علينا منذ ذالك الوقت |
| Hayır, sadece tatil için teyzesini ziyarete gelmiş. | Open Subtitles | لا.انها فقط في المدينة في ايام الإجازات لزيارة عمتها |
| - ... tatil için gayet sıcak bir yer. | Open Subtitles | هي واحدة من أدفئ و أقرب أماكن الإجازات الاستوائية |
| Özgürlük duygusu. Diğer tatillerde bu duyguyu yaşayamıyorsunuz. | Open Subtitles | إنه شعور بالحرية الذي لن تحصلوا عليه في باقي الإجازات |
| Sanırım diğer tatillerde tadamadığınız özgürlük hissi yüzünden. | Open Subtitles | لقد كنت أظن أنه إحساس بالحرية لا تشعر به في باقي الإجازات |
| Lütfen, sana tatillerde ne olduğunu unuttun mu? | Open Subtitles | رجاءً ، هل نسيتِ ما يحدث لك في الإجازات ؟ |
| Hafta sonları ve yazları, ben Bahçıvan Willie'yim! | Open Subtitles | في الإجازات والصيف، أنا عامل الملعب ويلي |
| Hafta sonları daha fazla oyun günü düzenlemeliyiz. | Open Subtitles | يجب علينا أن نفعل مجموعات اللعب في الإجازات أكثر |
| Hafta sonları ve Tatiller senin olabilir. Babam öyle yapardı. | Open Subtitles | الإجازات عطلات الأسبوع هذا ما فعله والدي |
| Bu yaklaşık 2268 okul günü, yaz Tatilleri hariç. | Open Subtitles | هذا ما يقارب الــ2268 يوم مدرسي بدون الإجازات الصيفية، |
| Seni detoks için tatile gönderirim ama mahvolacağını biliyorum. | Open Subtitles | سوف أرسلك في الإجازات إلى مركز التخلص من السموم لكني أعلم بأنك سوف تونين بائسة |
| tatilde her zaman arkadaş edindim, bu yıl hariç. | Open Subtitles | أنا دائما أكون صداقات في الإجازات بإستثناء هذا العام |
| İstasyona vardığımda, bana tüm izinlerin iptal edildiğini söylediler. | Open Subtitles | عندما وصلت إلى المحطة قالوا لي تم إلغاء جميع الإجازات. |
| haftasonları gideriz, tatillerde. Ne zaman istersen. | Open Subtitles | نذهب إليه في نهاية الأسبوع أو وقتما ترغب بالذهاب، أو في الإجازات |
| Tanrım, tatillerden nefret ediyorum. | Open Subtitles | يا ربّاه، أكره الإجازات. |