| Eski doğaçlama ruhunun hâlâ kaybolmadığını gördüğüme çok memnunum. | Open Subtitles | تسرني رؤية روح الإرتجال القديمة وهي لا زالت حية وبخير. |
| Aslında doğaçlama yöntemleri severim. Bilirsin, herkes coşmak ister, ben bile. | Open Subtitles | في الحقيقة أنا احب الإرتجال كثيرا أن أجعل الجميع بما فيهم أنا شخصيا .. |
| Aslında doğaçlama yöntemleri severim. Bilirsin, herkes coşmak ister, ben bile. | Open Subtitles | في الحقيقة أنا احب الإرتجال كثيرا أن أجعل الجميع بما فيهم أنا شخصيا .. |
| Allahtan, doktorluğun bir kısmı da doğaçlama yapabilmektir. | Open Subtitles | لحسن الحظ, من مهمة الطبيب أن يكون قادراً على الإرتجال |
| Senden daha iyi doğaçlama yapan biriyle çalışmadım. | Open Subtitles | لم أعمل مع أحد من قبل يستطيع الإرتجال مثلكِ |
| İyi doğaçlama yapamadığını biliyorsun. | Open Subtitles | و أنتِ تعلمين بأنكِ لا تجيدين الإرتجال جيداً |
| Biraz doğaçlama gerekebilir, ama ikimiz uğraşırsak biz... | Open Subtitles | ربما تطلبت الإرتجال قيلاً , لكن أعتقد مابين الأثنين منا ,يجدر أن نقون قادرين |
| - Babamın hayatı... tamamen doğaçlama olsa da Annemim hayatı vecizelerden oluşur. | Open Subtitles | بقدر ما كانت حياة والدي تعتمد على الإرتجال بقدر ما كانت حياة والدتي تعتمد على كم كبير من الأمثال |
| İyi bir medyumu belli eden şey, doğaçlama yapabilme yeteneğidir eline geçen şeyleri lehine kullanabilmeyi bilmesidir. | Open Subtitles | علامة الوسيط الروحاني الجيّد هو القدرة على الإرتجال للإستخدام لصالحك مهما كان ما يأتي في متناول اليد |
| Biraz doğaçlama yapalım mı? | Open Subtitles | لماذا لانعمل بعض الإرتجال ؟ وما المانع ؟ |
| Bir saat doğaçlama. Cinselliğe dayalı sahne yok. | Open Subtitles | ساعة واحدة من الإرتجال دون مشاهد ذات طابع جنسي |
| Eğer söylemezsen doğaçlama yapmak zorunda kalırım ve sonrasında kim bilir neler olur. | Open Subtitles | أن لم تقل لي , سوف أتوجه إلي الإرتجال ومن يعرف ماذا سيحدث بد ذلك؟ |
| Nasıl yapılacağını bildiğimiz bir şey varsa, o doğaçlama yapmaktır. | Open Subtitles | إذا كان هناك شيئ واحد نحن جيدون في عمله فهو الإرتجال. |
| Bu kadar hızlı birisi için yeterince hızlı doğaçlama yapamıyorsun. | Open Subtitles | بالنسبة لشخص سريع للغاية، أنت بطيء للغاية في الإرتجال. |
| Ya da doğaçlama yapmaktan ve ayrıntıları düzenlemekten başın ağrıyordur. | Open Subtitles | أو تؤلمكِ رأسكِ لأن عليّكِ الإرتجال الجراحات المبهجة |
| Ne güzel Kraliçe doğaçlama. Burası senin krallığın değil. | Open Subtitles | جيد لك يا ملكة الإرتجال ولكن هذه ليست مملكتك |
| Kusura bakma, doğaçlama sınıfında olan komik bir şey geldi de aklıma. | Open Subtitles | أنا اسف لقد كنت أفكر بشيء طريف حصل في حصة الإرتجال |
| "doğaçlama komedi yerine kendinizi öldürüp..." | Open Subtitles | بدلًا من الإرتجال الفكاهي لما لا تقتلوا أنفسكم؟ |
| Bugün doğaçlama sınıfında nihâyet Harold yapmaya başlayacağız. | Open Subtitles | اليوم في حصة الإرتجال أخيرًا سنقدم أسلوب هارولد |
| doğaçlama komedi, gerçekten gurur duyduğum tek şey. | Open Subtitles | الإرتجال هو الشيء الوحيد الذي عملته أنني فخور به |
| Hayır, doğaçlamaya alışverişle başlanmaz. | Open Subtitles | لا, ليس من المفترض عليكِ بدأ الإرتجال بتعامل |