| İnsan fizyolojisini yapay olarak hızlandırıp yücelme noktasına ulaşmanın bir yolunu arıyormuş. | Open Subtitles | كان يحاول إيجاد وسيلة لتسريع مصطنع للفسيولوجيا البشرية إلى نقطة الإرتقاء |
| Sonunda fiziksel olarak yücelme noktasına geleceğim ama yücelme daha fazlasına.... | Open Subtitles | في النهاية سوف أصل إلى نقطة أكون فيها قادر جسديا على الإرتقاء ، و لكن الإرتقاء يحتاج ما هو أكثر |
| yücelme gerçekleştiğinde, son kısımlarda fiziksel vücuda ihtiyaç duyulmuyor. | Open Subtitles | عندما يحصل الإرتقاء طبيعيا الجسم المادي لا يعد ضروريا في المراحل النهائية |
| Kadimler yücelmeyi araştırıyorlarmış. | Open Subtitles | لقد كان الإنشنتس يقومون بأبحاث حول الإرتقاء |
| Aslında diyecektim ki, eğer istersen yücelmeyi anlamak için... | Open Subtitles | في الواقع كنت أقول ، إذا كنت تريد أي مساعدة في فهم عملية الإرتقاء |
| Dr.McKay'in yükselme cihazına maruz kaldığında başına gelenle aynı şey sadece o kadar ileri değil ve ilerlemiyor. | Open Subtitles | انه على غرار ما حدث لد.مكاي عندما واجه جهاز الإرتقاء و لكن ليس بهذا المستوى من القوة و فى حالته ، الأمر لا يتطور |
| Yeni evrim bilgiden kaynaklanır, iki çeşit bilgi kaynağı vardır: dijital ve analog. | Open Subtitles | الإرتقاء الجديد ينبع من المعلومات و هو ينبع من نوعين من المعلومات: رقمي و تناظري |
| yücelmenin bir son olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن الإرتقاء لمستوى أرقى يعني بالضرورة النهاية |
| - yücelme ne demek oluyor? | Open Subtitles | و ما هو الإرتقاء ؟ |
| Bir yücelme makinesi mi? | Open Subtitles | آلة لمساعدتهم على الإرتقاء ؟ |
| Dürüst olmak gerekirse, o büyük yücelme fikrine hiç alışamadım. | Open Subtitles | -لا و بصراحة ، كما تعلمين ، لم أكن مقتنعا بجدوى فكرة الإرتقاء ككل منذ البداية . |
| Rodney, şu yücelme işini ne kadar başarabilirsin bilmiyorum ama kaybedecek neyin var ki? | Open Subtitles | (رودني) بقدر ما يكون هذا الإرتقاء أعرف أنك لم يمكنك النجاح كثيرا فى هذا و لكن في هذه المرحلة ماذا ستخسر؟ |
| Ama merak ediyorum, eğer bu gerçeği düşünürsen eğer bir şekilde yücelmeyi başarabilirsen, her zaman tekrar insan vücuduna dönebilirsin, teoride. | Open Subtitles | و لكني أتساءل عما إذا كنت قد اعتبرت أن إذا لم تتمكن من الإرتقاء بشكل ما يمكنك دائما ، من الناحية النظرية إعادة إتخاذ الشكل الإنسانى |
| Rodney, sonunda yücelmeyi başaran Kadimler bütün yaşamlarını bu ana adadılar. | Open Subtitles | (رودني) ، في نهاية المطاف أن الإنشنتس تعلموا كيفية الإرتقاء و قد كرسوا كل حياتهم في الاستعداد لهذه اللحظة |
| Eskiler yükselme üzerine araştırmalar yaparken insan bilincini aktarmayı deneyimlemişler. | Open Subtitles | فى مجال بحوثهم عن الإرتقاء القدماء جربوا نقل الوعى الإنسانى كل الوقت |
| Dediğim gibi, sporda buna "yükselme" deniyor. | Open Subtitles | و كما قلت ، فى الرياضة يسمون ذلك "الإرتقاء بالمستوى" |
| Eski evrim soğuk, kısır, etkili, tamam mı? | Open Subtitles | الإرتقاء القديم بارد إنه عقيم. إنه فعال, حسنا؟ |
| Bak, Rodney, yücelmenin senin için doğru olduğunu iknaya çalışmayacağım, ya da olası mı, bilmiyorum. | Open Subtitles | لحظة يا (رودني) لست أحاول إقناعك أن الإرتقاء يتناسب معك أو حتى من الممكن ، ففي هذا المجال. لا أعرف |