| O halde dinlenme odasına gidip adam akıllı bir içecek bulalım. | Open Subtitles | هيا بنا أجل، فلنذهب لغرفة الإستراحة ونحتسى بعضاً من مياه المتسنقع |
| dinlenme salonu hala aynı. Sadece eski birkaç eşyayı attı- | Open Subtitles | هي غرفة الإستراحة القديمة هم فقط أخذوا كل الاشياء القديمة |
| Hatta dinlenme odasındaki adamlardan biri öğle yemeğine davet etti. | Open Subtitles | أحد الأشخاص في غرفة الإستراحة طلب مني الذهاب للغداء معه |
| Bana sağladığınız bu mola için ne kadar teşekkr etsem azdır. | Open Subtitles | ولا أستطيع أن أعبر لك عن مدى إمتناني على هذه الإستراحة |
| Önce mola zamanı ihlali, şimdi de golf sahasında oynaşmak. | Open Subtitles | أولاً قمتِ بمخالفة وقت الإستراحة و الآن تمرحين بملعب الغولف |
| Bu ara verdiğimiz sırada da devam ediyor olacak, yani bağlantı kurma becerinizin tadını çıkarın. | TED | وهذا سيبقى خلال الإستراحة لذا استفيدوا من فرص التواصل الإجتماعي. |
| Judy ve çocuklar nasıl? Bayan Crawford kusura bakmayın ama dinlenme odasını özel parti odanıza dönüştüremezsiniz! | Open Subtitles | سيدة كروفرد، لا يمكنكِ تحويل غرفة الإستراحة |
| Büyük ihtimalle de arkadaki dinlenme odasındaki yatakta uyuklayarak ve elbette ki stajyerlerden birini de yanına alarak. | Open Subtitles | تحصل على قيلولتك في غرفة الإستراحة في بعض الأحيان مع واحد من المتدربين في الخزانة |
| şehir sınırı dinlenme bölgesinden 5 kilometre sonra bitiyor. | Open Subtitles | تنتهي حدود المدينة بعد 2.2 ميلاً من منطقة الإستراحة |
| Evet memur bey. O dinlenme yerinden yararlanacağım. | Open Subtitles | حاضر أيها الضابط، طبعاً سأستغل منطقة الإستراحة |
| Şehir sınırı, dinlenme bölgesinden 3,5 kilometre sonra bitiyor. | Open Subtitles | تنتهي حدود المدينة بعد 2.2 ميلاً من منطقة الإستراحة |
| Bu dinlenme yerindeki olay, o pek sessiz değil. | Open Subtitles | لكن هذا العمل في موقف الإستراحة. أنه غير هادئ تماماً. |
| VIRGINIA EYALETİ KONTROL NOKTASI BÜTÜN STEYŞINLAR mola YERİNDE DURSUN | Open Subtitles | نقطة تفتيش شرطة فرجينيا على جميع السيارات التوقف فى نقطة الإستراحة |
| Bana verdirmek istediğiniz bu mola için ne kadar teşekkür etsem azdır. | Open Subtitles | ولا أستطيع أن أعبر لك عن مدى إمتناني على هذه الإستراحة |
| Eminim ki yarım saatlik bir mola hepimize iyi gelir. | Open Subtitles | أعتقد أن الإستراحة لنصف ساعة ستعود علينا بالنفع |
| Yine mola odasında uyudum deme sakın. Eve gittim. | Open Subtitles | أرجوكِ أخبريني أنّكِ لمْ تنامي في غرفة الإستراحة مرة أخرى. |
| mola odasında yazan yazı kesinlikle doğru. | Open Subtitles | أن اللافته التي لديهم في غرفة الإستراحة إنها محقة فعلا |
| Bayan Taubman'la işin bittikten sonra ara verebilirsin. | Open Subtitles | ميا ، ساعدي السيده تاوبمان وبعدها يمكنك الإستراحة لبرهة |
| Bayan Taubman'la işin bittikten sonra ara verebilirsin. | Open Subtitles | ميا ، ساعدي السيده تاوبمان وبعدها يمكنك الإستراحة لبرهة |
| Parmaklarım yaralandığı için büyük oğullarına biraz dinlenebilir miyim dedim. | Open Subtitles | وسألت الابن الأكبر إذا كان بإمكاني الإستراحة قليلًا لأن أصابعي بدأت تؤلمني |
| Demek ki arabanın boyasını molada berbat etmiş, gecenin sonunda değil. | Open Subtitles | مما يعني أنها أفسدت الطلاء في الإستراحة وليس نهاية الأمسية |
| -hayatın yaşamaya değer olduğunu Teneffüs sonuna kadar oylama devam edecek her neyse, bu konuda söylemek istediği bir şeyi olan biri var mı? | Open Subtitles | -أن الحياة تستحق العيش سيُفتح الإقتراع من الآن وحتى نهاية الإستراحة فقط إن فكّر أحد منكم في وضع أفكاراً هنا... |
| Yemek ve dinlenmek için Bize verilen sadece 30 dakika | Open Subtitles | يعطوننا فقط 30 دقيقة لتناول الغداء و الإستراحة |
| O cömert moladan sonra bütün gün idare edebilirim. | Open Subtitles | انا جيد للعمل بقية اليوم بعد تلك الإستراحة الكريمه |
| Ama müfettişler bekleme odasında kamp kurdular. | Open Subtitles | لكن العمدة السفلي مخيم في غرفة الإستراحة |