| Bu acele yapılan bir ekmek, bu geceyi kuşaktan kuşağa sonsuza dek hatırlayın diye. | Open Subtitles | هذا خبز الإستعجال الذى سيجعلك تتذكر هذه الليله من جيل إلى جيل إلى الأبد |
| Bu acele yapılan bir ekmek bu geceyi kuşaktan kuşağa sonsuza dek hatırlayın diye. | Open Subtitles | هذا خبز الإستعجال الذى سيجعلك تتذكر هذه الليله من جيل إلى جيل إلى الأبد |
| acele et o zaman. | Open Subtitles | حسناً ، من الأفضل أن تُريني معنى الإستعجال |
| Politikada usulsüz aceleye yer yoktur. | Open Subtitles | الإستعجال لا داعي له ليس له مكان في السياسة |
| Hayır, aceleye getirmek istemeyiz. | Open Subtitles | كلّا، لا نُريد الإستعجال بأي خطوة حتى الآن |
| Acelen ne? | Open Subtitles | لمَ الإستعجال ؟ |
| Lütfen, acele eder misin? | Open Subtitles | هل تستطيع الإستعجال في المحاسبة من فضلك ؟ |
| Ameliyatı bugün yapabiliriz. - Bu acele neden? - Neden bekleyelim? | Open Subtitles | بإمكاننا إجراء العمليّة الجراحيّة اليوم ــ لماذا الإستعجال ؟ |
| Niye hep böyle acele ediyorsun? | Open Subtitles | لم أنت دائماً بهذا الإستعجال الرهيب؟ |
| acele ettirmek istemezdim ama... 120 milyon dolar çok büyük bir para. | Open Subtitles | إعتذاراتى, لا أقصد الإستعجال... لكن 120 مليون مبلغ هائل من المال... . |
| - Puding dolu kale hendeğinden yemek istiyorsan acele et. | Open Subtitles | -حسناُ يفضل الإستعجال إذا كنت تريد خندق حلوى مائي |
| Ambulansın acele etmesine gerek yok. | Open Subtitles | ألغي الإستعجال بالحافلة لدينا ضحيتان |
| Hey, hey, hey! Bu ne acele? | Open Subtitles | مهلا, مهلا, مهلا ماهذا الإستعجال ؟ |
| Önemli kararların bu kadar acele verilmemesi taraftarıyım. | Open Subtitles | أنا فقط لا أريد الإستعجال في قرار مهم |
| Tekrar sormak istiyorum, nedir bu acele? | Open Subtitles | وأنا أسألكم ثانيةً، لما هذا الإستعجال ؟ |
| Hem biriyle çıkmak için bu acele neden? | Open Subtitles | لماذا الإستعجال بالمواعده على كل حال؟ |
| Sen bilim acele edemez . | Open Subtitles | لا تستطيعين الإستعجال في مجال العلم |
| İşleri aceleye getirmeyi sevmem, ama 4'te Logan'dan uçağım kalkıyor ve taksi henüz gelmedi. | Open Subtitles | لست ذلك النوع من الرجال الذي يحبذ الإستعجال في الأمور لكنني أحاول اللحاق بالطائرة في الساعة الرابعة صباحاً وانا انظر من نافذتي ولا أرى سيارة أجرة |
| Fasülyeleri aceleye getiremezsin ki, yemeğini yakmak da istemiyorum. | Open Subtitles | لايمكنك الإستعجال أكره أن أحرق طعامك |
| Acelen ne bebek? | Open Subtitles | لماذا الإستعجال يا دميتي ؟ |