| Ve şu garip tropikal hastalıktan dolayı, bir yıl kaybetti. | Open Subtitles | و فقد سنه أخرى بعد إصابته بذلك المرض الإستوائي الغريب. |
| Yeni Gine gezegenin çevresinde, Ekvator boyunca uzanan ılık tropikal kuşakta yer alır. | Open Subtitles | تتمدد غينيا الجديدة في الحزام الإستوائي الدافئً الذي يُحزّمُ كوكبَنا حول خطِ الإستواء. |
| Mercan resifleri adalıların evleri ve şiddetli dalgaların arasında kalarak hemen hemen tüm tropikal sahilleri korur. | Open Subtitles | الشقّ المرجاني يحمي كلّ الساحل الإستوائي يقف بين بيوت ساكني الجزيرة والبحار العنيفة |
| Doğudaki dağların vahşi zirveleriyle tropikal kıyılar arasında doğanın şaha kalktığı büyülü yağmur ormanları bulunur. | Open Subtitles | بين قمم الجبال البرية الشرقية والشاطىء الإستوائي يقبع عالمٌ ساحر من الغابات المطيرة حيث تجاوزت فيه الطبيعة كل الحدود |
| tropik iklime uyum sağlaması için onların DNA zincirini kullandık. | Open Subtitles | استخدمنا ضفائر من حمضها النووي لنجعها تتكيف مع المناخ الإستوائي |
| Dişçimin ofisi dışında bir yerde tropikal balık görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أرى السمك الإستوائي في مكان غير مكتب طبيب الأسنان |
| Bir haftalık tropikal cennet tatili... hem de eğlenmeyi bilen, okumuş, kültürlü iki kardeşle. | Open Subtitles | أسبوع في النعيم الإستوائي مع شقيقين ممتعتين ومثقفتين؟ |
| Kız arkadaşı tropikal balıklarla ilgileniyor. | Open Subtitles | صديقته تعمل مع السمك الإستوائي |
| Eminim başlarda, ikini tropikal bir ortamda birbirinize sarılıp devrim hayaliyle ormanda güzel güzel sevişmişsinizdir. | Open Subtitles | أراهن أنه لو بدأت من جديد فقط أنتم الأثنين تعيشون في كهفكم الإستوائي تعيشون حلم الثورة ومن ثم تشعرون بحب حقيقي فكل شيء سيكون مثالي |
| Bu tropikal hava dalgası Florida kıyılarını kasıp kavuruyor. | Open Subtitles | والان, حول هذا الإكتئاب الإستوائي والذي ما يزال معلقاً في سماء فلوريدا, لا زال الوقت مبكراً لكي نقول أن رياح الخليج ستتوقف |
| - tropikal balık mı? - Evet. | Open Subtitles | السمك الإستوائي اجل |
| Onda tropikal kanın verdiği bir heyecan var. | Open Subtitles | تمريرة قصيرة إلى (ميلتون) الذي يسري الإيقاع الإستوائي في دمه |
| Bu canavar çorbası hala etrafımızda, tropik kuşaktaki gelişmekte olan ülkelerin başına çöreklenmiş (kök salmış) durumda. | TED | لازالت تلك الجراثيم هذا حولنا ولا زالت تحكم قبضتها على البلدان النامية حول الحزام الإستوائي. |
| Sonra tropik bir hastalık yüzünden bir sene kaybetti. | Open Subtitles | و فقد سنه أخرى بعد إصابته بذلك المرض الإستوائي الغريب. |