| Egzersiz, erken kalkmak ve saygın olmak dışında tabii. | Open Subtitles | الإستيقاظ مبكراً لأتريض أو لأكون محترماً |
| Ertesi gün erken kalkmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا أحد يود الإستيقاظ مبكراً في اليوم التالي. |
| Şimdi antreman yapmak için çok erken kalkmak zorundasın, huh? | Open Subtitles | -ذلك صحيح -لابد من أنه يجب عليك الإستيقاظ مبكراً كي تتدربي؟ |
| Hadi canım. Erkeklerin de erken kalkması gereken zamanlar olur. | Open Subtitles | ولكن على الرجال الإستيقاظ مبكراً أحياناً |
| Hadi canım. Erkeklerin de erken kalkması gereken zamanlar olur. | Open Subtitles | ولكن على الرجال الإستيقاظ مبكراً أحياناً |
| Ona sarılmak için uzandım ve bana gitmesi gerektiğini, erken kalkacağını söyledi. | Open Subtitles | كنا على الأريكة، تقدمت لمعانقتها، فإذا بها تخبرني بأنها راحلة... وأن عليها الإستيقاظ مبكراً... |
| Bir adamla birlikteysem ve bana sabah erken kalkacağını söylerse, bu ne anlama gelir? | Open Subtitles | عندما تكون مع رجل ويخبرك بأن عليه الإستيقاظ مبكراً... -ماذا يعني ذلك؟ |
| Sabah erken kalkmam gerek ve evim darmadağınık. | Open Subtitles | علي الإستيقاظ مبكراً جداً ومنزلي بفوضى عارمه |
| Meselâ, yarın erken kalkmaları lâzımmış. | Open Subtitles | مثل أنه عليهم الإستيقاظ مبكراً |
| Yarın erken kalkması gerekiyormuş. | Open Subtitles | عليها الإستيقاظ مبكراً غداً |
| Ona sarılmak için uzandım ve bana gitmesi gerektiğini, erken kalkacağını söyledi. | Open Subtitles | -تسعون كنا على الأريكة، تقدمت لمعانقتها، فإذا بها تخبرني بأنها راحلة... وأن عليها الإستيقاظ مبكراً... |
| Bir adamla birlikteysem ve bana sabah erken kalkacağını söylerse, bu ne anlama gelir? | Open Subtitles | عندما تكون مع رجل ويخبرك بأن عليه الإستيقاظ مبكراً... -ماذا يعني ذلك؟ |
| Hayır, üzgünüm. Milano'yla yapılacak olan görüşme için erken kalkmam gerekiyordu. | Open Subtitles | آسفة، كان علي الإستيقاظ مبكراً للمحادثة الجماعية لـ(ميلان)، |
| Hep de erken kalkmaları gerekir. | Open Subtitles | دائماً عليهم الإستيقاظ مبكراً |