"الإستِماع" - Translation from Arabic to Turkish

    • dinlemeyi
        
    • dinlemeye
        
    • dinleyemem
        
    • dinlemekten
        
    Kafanın sesini dinlemeyi bırakıp vücudunun sesini dinlemeye ne dersin? Open Subtitles الذي لا تَتوقّفُ عن الإستِماع إلى كَ الرئيس والبداية التي تَستمعُ إلى جسمِكِ؟
    Dinlemiyormuş gibi yapmakla o kadar meşguldüm ki, dinlemeyi unuttum. Open Subtitles حَسناً، أنا كُنْتُ تمثيلاً مشغولاً جداً مثل أنا ما كُنْتُ أَستمعُ، نَسيتُ الإستِماع.
    Kral'ın, günahkar danışmanlarını dinlemeyi bırakıp çok geç olmadan bize bağlılığını göstermesi ve gerçek inanca dönmesi için dua ediyoruz. Open Subtitles نُصلِي لِلملِك ليتَوقف عَن الإستِماع لمستَشارِه الشِرير ويعِود للطَاعه والإيمَان الحقِيقِي قبِل فَوآت الأوآن
    Seni dinleyemem çünkü sen benim ezeli düşmanımsın. Open Subtitles أنا لا أستطيعُ الإستِماع إليك لأنك عدوي اللدودَ
    Sizi dinlemekten iyidir. Open Subtitles هو أفضلُ مِنْ الإستِماع إلى أنت تَتكلّمُ.
    Kalbinin sesini dinlemeyi bıraktın? Open Subtitles تَوقّفتَ عن الإستِماع إلى قلبِكَ؟
    Hayır, şimdi kes dinlemeyi. Open Subtitles لا. يَتوقّفُ عن الإستِماع الآن.
    Tavsiyelerimizi dinlemeyi reddediyor. Open Subtitles رفَض الإستِماع لِلِنصائِح
    Hayır, ben akıllı tercihler yapman için sana yardım ediyordum ama sebepleri dinlemeye niyetinin olmadığı belli, bu durumda belki de başka şeyler yapmalıyız. Open Subtitles لا، أنا كُنْتُ أُساعدُك لتأخذي خيارات ذكية لكن منذ انك من الواضح غير قادرة على الإستِماع إلى صوت العقل ربما إحتجنا لشيء آخر
    gerçekten de aptalca giyinip,tam anlamıyla... iğrenç bir müzik dinlemeye zorlanmak mı... istiyorsun? Open Subtitles هل تُريدُي حقاً َأنْ نتأنّق؟ لذا البعض من (برفان دراكار نوار َلْبسُ دكستر) مَع بعض العظمه يُمْكِنُ أَنْ يَحسسَّك بالعلو.. لماذا أنتِ مجبره على الإستِماع لفرقه مملة؟
    - Bunu dinleyemem. Open Subtitles - أنا لا أَستطيعُ الإستِماع إلى هذا.
    10 dakika önce kendimi dinlemekten vazgeçtim. Open Subtitles - أوه، الذي يَهتمُّ، روز؟ تَوقّفتُ عن الإستِماع لنفسي عشْرة دقائقِ مضتِ.
    Bu Plaj Balinalarını dinlemekten daha kötü olan tek şey Steven'ın bütün gününü birahane de geçirdikten sonra kusmasını izlemek. Open Subtitles آه، الشيء الوحيد أسوأ مِنْ الإستِماع لأولئك يَسْحبُ إلى الشّاطئ الحيتانَ كَانَ يُراقبُ ستيفن يَتْركُ بعد إنفاق طِوال النهار في حديقةِ البيرةَ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more