| Asfalttan yapılmıştır ve asfalt üzerinde sürmek için çok iyi bir materyaldir ama her zaman değil, özellikle bugünkü gibi olan günlerde, çok fazla yağmur yağdığında. | TED | مصنوع من الإسفلت و الإسفلت مادة يسهل القيادة فوقها و لكن ليس دائما، على الأخص ليس في الأيام الشبيهة بهذا اليوم عندما تمطر السماء بهذه الشدة |
| Dışarısı gerçek bir asfalt ormanı. | Open Subtitles | نعم، هي غابة الإسفلت الحقيقيّة بالخارج هُناك |
| Kapsülü kazdın ve asfalt küreğiyle yalıtımını kırdın. | Open Subtitles | قمتَ بحفر الكبسولة وكسرتَ الختم بمجرفة الإسفلت |
| Sonra da durdukları yerde çivi tabancasını asfalta sıktın, öyle mi? | Open Subtitles | ثم قذفت المسمار في الإسفلت حيث كانا يجلسان ؟ |
| Yarışçılar, virajlarda çok eğilip, dizlerini asfalta sürterler. | Open Subtitles | المتسابقون عندما يثنون ركبهم اثناء الإلتفاف في السباق فإنهم يحتكون في الإسفلت |
| Evet, eğer asfaltta kaymamışsa. | Open Subtitles | -أجل، ليس إلا لو تزحلق على الإسفلت |
| Biliyorum, asfaltı hissetmiştim, ama çok sersemleiştim ve sürücünün kim olduğunu göremedim. | Open Subtitles | أعلم أنني سقطت على الإسفلت ولكننى وهم في حالة ذهول لم استطع التعرف على السائق |
| asfalt dökme işi yapıyor, ama işlerin iyice düğüm olduğu bir yer var. | Open Subtitles | إنه يمتهن تركيب الإسفلت لكسب لقمة عيشه و هنا تبدأ الحبكة بالتثخن مثل حساء أثخن،مقزز |
| Sağ camdan fırlayıp asfalt ve çakıllı yolda 10-15 metre kaymış. | Open Subtitles | واخترقت بجسمها الزجاج، انزلقت عبر الإسفلت والحصى لمسافة ثلاثين أو أربعين قدماً. |
| Zira asfalt üzerinde çok fazla sıçrayan su olur. | TED | و تكثر المياه المتناثرة على الإسفلت |
| Yoldayım. asfalt gibi gözüküyor. | Open Subtitles | أنا على طريق ، مصنوع من الإسفلت |
| Annem striptizciydi. Sahne adı asfalt'tı. | Open Subtitles | أمي كانت راقصة تعري رقصتها كانت تُدعى "الإسفلت". |
| Beton, asfalt ve çöpten oluşan değil. | Open Subtitles | "ليس عالم من الخرسانة ، الإسفلت و القمامة" |
| Gaz kaçağından kaynaklandıysa nasıl asfalta bir şey olmadı? | Open Subtitles | إن كان سبب الإنفجار تسرب وقود كيف لم يتضرر الإسفلت إذن؟ |
| Onun yerine yağmur altında otobanda bir mola yerinde asfalta diz çöküp dua etmeyi tercih ettiniz. | Open Subtitles | أخترت أن تدعوَ أثناء هطول المطر وأنت راكع على الإسفلت في استراحة على الطريق السريع |
| Eğer beni becermeye çalışıyorsanız, size söz veriyorum beyinlerinizi asfalta dağıtırım. | Open Subtitles | لو كنتَ تعبث معي، أعدك أنني سأرش دماغك على كل هذا الإسفلت |
| Çalıların arasından geçtim ve asfalta düştüm... | Open Subtitles | كنت خلال الأشجار وعلى الإسفلت.. |
| Bana vurduktan sonra asfalta baktım. | Open Subtitles | بل رأيت الإسفلت بعد تلقّي الضربة. |
| - asfalta bile dokunmuyoruz neredeyse. | Open Subtitles | -المطبات؟ لن نلمس الإسفلت حتى |
| Annem o asfaltta öldü. | Open Subtitles | توفيت والدتي في ذلك الإسفلت |