| yaralanma ve hatta ölüm riski arttıkça, gerilim de tırmanıyor. | Open Subtitles | يشتد وطيس المعركة كما يشتد خطر الإصابة أو حتّى الموت |
| Başta, bunun kaçtığın zaman olduğunu düşünmüştüm ama bu yaralanma çok daha eski. | Open Subtitles | في البداية ظننته حصل أثناء هروبكِ، لكن هذه الإصابة أقدم بكثير من ذلك. |
| İyileşme sürecine göre bu yara öldürüldüğünde yaklaşık iki haftalıkmış. | Open Subtitles | بناءاً على الإلتئام، كان عمر هذه الإصابة أسبوعين قبل مقتله. |
| Enfeksiyon kaptıktan sonra geçen süre arttığında işe yarayıp yaramayacağı kesin değildir. | Open Subtitles | بعد هذه المدة من الإصابة به لا يوجد ضمان أنه سيؤدي عمله |
| Şimdi, tıbbi uzmanlığınıza dayanarak Teğmen Kelly'nin müvekkilime uyguladığına benzer bir darbe uzun süreli bir görme sorununa yol açar mı? | Open Subtitles | ،حسناً، من خلال خبرتك الطبية هل من الممكن أن تعاني من مشاكل في الرؤية بعيد الأمد بعد الإصابة برض على الرأس |
| Çarptığı anda mantar gibi açılıp daha çok hasar veriyor. | Open Subtitles | انتشرت الرصاصة عند التصادم مما عظّم الإصابة |
| Bu savaşın sembol silahı IED ve sembol yarası da ağır bacak yaraları. | TED | السلاح الأبرز للحرب هو العبوات الناسفة، و الإصابة الأبرز هي ضرر بالغ في الساق. |
| Paraplejiler, kuadriplejiler gibi omurilik yaralanmaları olanlar genellikle, yaralanmanın olduğu seviyenin hemen üstünde çok çok duyarlı bir bölge geliştirirler. Vücudun her yerinde olabilir. | TED | الأشخاص الذين لديهم إصابات في الحبل الشوكي مثل أنواع مختلفة من الشلل غالبا تظهر عندهم أماكن شديدة الحساسية أعلى منطقة الإصابة أينما كان هذا |
| Yani, kırık kemik uçlarının kaynamaması sıkça rastlanan yaralanma şeklidir. | Open Subtitles | كما تعلم، الكسور الغير التحامية معروفة بذلك النوع من الإصابة |
| Yani bu veride, araç koltukları ve karın-omuz kemerleri arasındaki yaralanma farkları istatiksel olarak çok küçük. | TED | حتى في هذه البيانات ، هو فرق احصائي قليل جدا في الإصابة بين مقاعد السيارة وأحزمة الخاصرة والكتف |
| Bu mantıkla daha şiddetli bir yaralanma daha fazla acıya neden olmalıydı. | TED | وبذلك المنطق، فكلما كانت الإصابة أشدّ، كلما زاد الألم الذي سـتسببه. |
| Böyle bir yara almanız yazık olmuş. Umarım çok derin bir kesik değildir. | Open Subtitles | من المُؤسف أن تُصاب بهذه الإصابة و أتمنى ألا يكون الجرح بهذا العُمق |
| Bağışıklık sistemimizi kullanarak bedenimiz yara izi olmadan o kısmı geliştirebilir ve o kısım hiç yaralanmamış gibi görünebilir. | TED | الآن وباستخدام جهازنا المناعي، يستطيع الجسم إعادة الإنماء بدون تلك الندوب ويعود كما كان حتى قبل حدوث الإصابة. |
| Başarılı oldu da. Enfeksiyon oranını olabildiğince en alt seviyede tuttu. | Open Subtitles | كان عملاً ناجحاً، معدل الإصابة تم الإحتفاظ به لأدنى حد ممكن |
| Onu bekleyen bir Enfeksiyon var ve her dakika vücut ısısı düşüyor. | TED | إنه ينتظر الإصابة بالعدوى، وهو يخسر حرارته سريعاً. |
| darbe sonrası bağışıklık hücreleri, onarım ve temizleme için hasarlı bölgeye gider ve o bölgede enzim üretmeye başlar matriks matelloprotenaz ve agrekanaz gibi. | TED | ففور وقوع الإصابة، تهرول خلايا المناعة للمساعدة في تنظيف وإصلاح موقع الإصابة وتبدأ بإفراز إنزيمات، بما في ذلك مصفوفة الإنزيمات البروتينية وإنزيمات الأنسجة الغضروفية. |
| Eğlencesine istatistik ve hasar raporu veriyorum. | Open Subtitles | لا أدري ربما يساعد في الاحصائيات وتقارير الإصابة في بعض الفكاهات الموسمية |
| İçkiler ve ilaçlar seni hissizleştirip travma sonrası stres bozukluğu semptomlarını iyice azdırıyordu. | Open Subtitles | كانت المُسكرات والمخدّرات تبقيانكِ خدرةً جاعلةً أعراض اضطراب إجهاد ما بعد الإصابة أسوأ |
| Rejenerasyon geçiremeyecek kadar yaralı olsak da vücudumuzdaki her hücre denemeye devam eder. | Open Subtitles | حتى وإن كانت الإصابة تمنعنا من التجدد كل خلية في جسدنا تواصل المحاولة |
| Çürüklerin rengine bakılırsa bu yaralar, öldükten yaklaşık 48 saat sonra olmuş. | Open Subtitles | و استناداً على لون الكدمات فإنه تكبد الإصابة منذ حوالي 48 ساعة قبل الموت |
| En kötü tarafını biliyor musun? Numara yapıyor, ve kanıtım yok. | Open Subtitles | أتعرفين ما أسوأ جزء أعرف أنه يدعي الإصابة ولا أملك دليلاً |
| Futbolla alakasız bir sakatlık olduğunu öğrenirse değiller. | Open Subtitles | ليس في حالة إكتشافهم أن الإصابة لا تتعلق بكرة القدم |
| Yaranın ölmeden önce oluştuğu anlaşılıyor. | Open Subtitles | بُقعة الدمّ تُشير إلى أن الإصابة حدثت قبل وفاتة |
| İşin zorluğu, sakatlığı atlatmak ya da, yedi aylık mahkumiyetten dönmek değil. | Open Subtitles | ليس فقط العودة من الإصابة أو العودة من سبعة أشهر من السجن |