| Nihayet bu ev hapsi olayını kabullenmeye başladığını görmek güzel. | Open Subtitles | من الجميل أنها تقبَّلت أخيراً مسألة الإقامة الجبرية في المنزل |
| Demek istediğin, onun özgeçmişine sahip kim ev hapsine mahkum edilebilir? | Open Subtitles | كيف لاحد بسيرتها الحصول على وضع قيد الإقامة الجبرية في السقيفة؟ |
| Savaşa gidenler dönene kadar aileleri bizim yanımızda kalabilir. | Open Subtitles | وأي رجل يرحل، فإن عائلته نرحب بها في الإقامة معنا حتى يعود |
| O kadar su tutuyorum ki, yeşil kartını almak için boyumca yüzmen gerekecek! | Open Subtitles | أجل، وأنا أختزن كمية كبيرة من الماء عليكِ أن تسبحي عبرها لتحصلي على الإقامة الدائمة |
| Onunla Kal ve Eubanks'a Wade'in nehre doğru yönelmiş olabileceğini ilet. | Open Subtitles | الإقامة معها، ويحصل على الكلمة إلى يبانكس الذي يخوض قد يكون توجّه إلى النهر. |
| Şehirdeki en güzel evde yaşamak istersin her halde. | Open Subtitles | عشرون ألف دولار في السنة؟ لن تمانع الإقامة في أفخر بيوت البلدة |
| Melanie ve teyzesi Pittypat ile kalabilirsin. | Open Subtitles | وبإمكانك الإقامة مع ميلاني والعمة بتيبات |
| ev hapsinde olmasaydım kendim de götürürdüm. | Open Subtitles | كنت لأسبب لنفسي المشاكل لو لم أكن تحت الإقامة الإجبارية |
| İki hafta ağır iş cezası ve 8 hafta ev yok- | Open Subtitles | حجز أجازتين مع العمل الإجباري ثمانية أجازات تحت الإقامة الجبرية |
| Ama sana gelince Madea sana ev hapsi veriyorum. | Open Subtitles | ملكية أو نقداً لكن بالنسبة لك, ماديّه سأضعك تحت الإقامة الإجبارية |
| Bizimle kalabilir mi baba? | Open Subtitles | هل تعتقد أن بإمكانه الإقامة عندنا يا أبي ، من فضلك؟ |
| Bu gece otelde kalabilir ve yarın buradan gidebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك الإقامة في الفندق والمغادرة في الصباح الباكر |
| Altı hafta önce bir şekilde yeşil Kart almışsın. | Open Subtitles | قبل ستة أسابيع، حصلت بطريقة ما على الإقامة الدائمة. |
| Göçmenlik Bürosu'nun sistemine girebilmek için kullanmış. - Sevgilisine yeşil Kart almak için. | Open Subtitles | إستعمله لإختراق قاعدة بيانات دائرة الهجرة والجمارك ليحصل على الإقامة الدائمة لحبيبته. |
| Şirketin sabitleşene kadar, şirketin konaklamasında Kal. | Open Subtitles | حالما تثبت وظيفتك إبقى في الإقامة الخاصة بالشركة. |
| Ne düşünürdün Amerika'da yaşamak hakkında? | Open Subtitles | ماذا تعتقدي حول .. ؟ الإقامة في امريكا ؟ |
| İşler zorlaşırsa bende kalabilirsin. | Open Subtitles | حسناً ، لو ساءت الأمور يمكنكِ دائماً الإقامة هنا |
| Biliyorsun babam burada ev hapsinde? | Open Subtitles | تَعْرفُ الأَبَّ تحت الإقامة الإجبارية هنا؟ |
| Kusura bakma, kalacak yer için bile paramız yok. | Open Subtitles | آسف, لكننا لا نملك المال الكافي لندفع حتى ثمن الإقامة. |
| Dört yıl boyunca Çarşıda yaşamayı mı planlıyorsun? | Open Subtitles | تنويان الإقامة في السوق للأربع سنوات القادمة؟ |
| New York'a vardığınızda kuzeniniz Reşat'la kalmayı planlamıyor muydunuz? | Open Subtitles | بمجرد وصولك إلى نيويورك ألم تكن تخطط الإقامة مع ابن عمك رشاد؟ |
| Bauer, başkanlık makamından onu çıkardı ve Wembley'e götürdü. | Open Subtitles | أخرجه (باور) من الإقامة الرئاسية وأوصله إلى (ويمبلي). |
| Sen ve arkadaşların gece burada kalabilirsiniz. | Open Subtitles | أنت وأصدقائك مرحباً بكم في الإقامة بالليل |
| İkamet işi hallolana kadar beklersek, sen bir hastanede olacaksın ben diğerinde. | Open Subtitles | إذا أنتظرنا حتى إنتهاء الإقامة فستكون في مستشفى وأنا في مستشفى آخر |