Tıpkı benim, kendimi nefesime dikkat etmeye zorlamayı denemem gibi; onlar da kendilerini sigarayı bırakmaya zorlamayı deneyebilirlerdi. | TED | الآن، تماماً مثل محاولتي لإجبار نفسي لمراقبة أنفاسي، يُمكن للمدخنين محاولة إرغام أنفسهم إلى الإقلاع عن التدخين. |
bırakmaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحاول الإقلاع عن المخدرات محطة رقم4. |
bırakmaya çalışırken ona yardımcı filan oldun, değil mi? | Open Subtitles | بما أنك اعتنيتِ به حينما أراد الإقلاع عن المخدرات لقد كان ذلك عملاً. |
sigarayı bırakmak, nikotin yoksunluğundan dolayı endişeye ve depresyona yol açabilir. | TED | الإقلاع عن السجائر قد يؤدي إلى الإصابة بالاكتئاب والقلق، الناتجين عن انقطاع النيكوتين. |
sigarayı bırakmak sizi ve vücudunuzu sağlıklı yaşam yoluna tekrar ilettiği için, bu iyi haber. | TED | هذه أخبار جيدة، لأنّ الإقلاع عن التدخين يُعيدك أنت وجسدك إلى الطريق نحو الصِحّة. |
bırakmaya çalıştığını söyledi, ama o kadar çok içiyordu ki markete sigara almaya gitmek zorunda kalmıştı. | Open Subtitles | لقد ذكر بأنه يحاول الإقلاع عن التدخين لكنه كان يفرط بالتدخين لقد اضطرّ للذهاب إلى المتجر لشراء المزيد من السجائر |
Bir şeyi bırakmaya çalışan herkes alışkanlığından vazgeçmemek için her zaman eski bir akrabasını örnek gösteriyor diyorum. | Open Subtitles | انه يقول لي ان الجميع يحاول الإقلاع عن شيء ما ودائما نستخدم الاقارب كمثال لماذا الإقلاع عن التدخين |
Senelerdir sigarayı bırakmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | ,حاولت الإقلاع عن التدخين على نحو متقطع منذ سنين |
Elimde olmadan fark ettim de, sigarayı bırakmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | لم أستطـع إغفـال أنّك تحاول الإقلاع عن التدخين |
Bu resmi içkiyi bırakmaya çalışırken çektim. Herkes için çok kötü bir fikirdi. | Open Subtitles | هذه الصورة هنا، عندما حاول الإقلاع عن الشراب، كانت فكرةً سيئة للجميع |
Bunu sırf seni sigarayı bırakmaya zorladığı için söylüyorsun. | Open Subtitles | أنت تقول هذا لأنها تجبرك على الإقلاع عن التدخين. |
bırakmaya bile yeltenmedim. Çok seviyorum mereti. | Open Subtitles | لم أحاول قط الإقلاع عن التدخين فلقد أحببته للغاية. |
Erken saatler ve sigarayı bırakmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | الوقت باكر وأنا احاول الإقلاع عن التدخين |
Yaptığı tek şey bırakmaya çalıştığını hatırlatmak. | Open Subtitles | كل ماتفعله هو أن تقوم بتعزيز فكرة أنك تحاولين الإقلاع عن التدخين |
sigarayı bırakmak için almıştım ama sonra kaybettim. Biz bulduk. | Open Subtitles | اشتريت واحدة من تلك التي الإقلاع عن التدخين. |
Bu tempoda yürümeye devam edersek bırakmak değil hayatta kalabilmemiz mesele olacak. | Open Subtitles | نستمر السير على هذه الوتيرة الإقلاع عن التدخين لا سيصبح مشكلة وسوف نكون الناجين |
İşimi bıraktıktan sonra, içkiyi bırakmak kolay oldu. | Open Subtitles | بمجرد أن إنتهيت من العمل ، كان الإقلاع عن الشرب سهلاً |
Önemli değil. sigarayı bırakmak için. Bu "apukunktur". | Open Subtitles | لا يهمّ، إنّها تساعدني على الإقلاع عن التدخين، تسمّى "العلاج بالوخز" |
Gerçekte, sigarayı bırakmak için ona gittiniz. | Open Subtitles | في الواقع، ذهبت إلى... له في الإقلاع عن التدخين. لا عليك؟ |
"Chai Hu", sigara bırakmak için kullanılan Çin bitkisi. | Open Subtitles | "تشاي هو"، عشب صيني في حلوى الإقلاع عن التدخين |