| Seçim kampanyasını, kendi gerçeklerini inkar etmeden yürütmek istemiş. | TED | أراد أن يدير حملته الإنتخابية بدون إنكار حقيقته. |
| Yüz yıllık Seçim yasaları teknoloji tarafından delindiğinde batı demokrasisine olan şeyiz, | TED | نحن نمثل ما حدث للديموقراطية الغربية عندما يتم تدمير مئات الأعوام من القوانين الإنتخابية بواسطة التكنولوجيا. |
| Ve ben de bütün Seçim kampanyası boyunca bundan bahsettim. | TED | ولقد تحدثت عن هذا طوال الحملة الإنتخابية. |
| Obama'nın Seçim propogandası sırasında sosyal medyanın en yaratıcı kullanımlarından birine şahit olduk. | TED | في الإعلام الإجتماعي خلال حملة أوباما الإنتخابية ولست أعني أن معظم الإستخدام الخيالي هو فقط للسياسة |
| Bazılarında, oy bölgelerinin adını bile bilmiyordum. | TED | في بعض هذه المناطق، لم أكن أعرف حتى أسماء الدوائر الإنتخابية. |
| Merhum milletvekili Geoffrey Dickens Seçim bölgesinde bir eğlenceye katılmış. | TED | الراحل جيفري ديكنز،عضو البرلمان، كان يحضر أحد المناسبات في دائرته الإنتخابية. |
| Eğer araştırma yöntemlerim... müstakbel belediye başkanının Seçim kampanyasına... taş koyuyorsa... bu beni hiç ırgalamaz. | Open Subtitles | فإذا كان أسلوبى فى التحقيق سيؤثر على الحملة الإنتخابية للعمدة لابد أن أقر |
| Ve bunun ona Seçim kampanyasında yadsınmayacak şekilde yansıdığını da biliyorsun.. | Open Subtitles | الأمر الذي كلفه غاليا في الحملة الإنتخابية. |
| Benim Seçim finansmanımla ilgili bir sorununuz varsa bunu federal Seçim komisyonuna iletin. | Open Subtitles | لو كان لديك تساؤل حول مصادر تمويل حملتى الإنتخابية فأخبر بها لجنة الإنتخابات الفيدرالية |
| Son birkaç haftada Seçim bölgesindeki seçmenlerden beklediğimden çok daha fazla cesaret gördüm Bu yüzden teşekkür etme fırsatı bulduğum için mutluyum. | Open Subtitles | حسناً .. فى خلال الأسابيع القليلة الماضية أنا بالتأكيد إستقبلت المذيد من الدعم و التشجيع من هذه الدائرة الإنتخابية |
| Ancak Başbakan, Seçim bölgesinden sizi arıyor. | Open Subtitles | لكن رئيس الوزراء على الهاتف من دائرته الإنتخابية |
| Ancak Başbakan, Seçim bölgesinden sizi arıyor. | Open Subtitles | لكن رئيس الوزراء على الهاتف من دائرته الإنتخابية |
| Seçim Görevlileri, gün boyunca az sayıda problem olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | منظّموا العملية الإنتخابية أعلنوا حدوث بعض المشاكل خلال اليوم |
| oy vermezler, genellikle. Seçim kampanyalarına katılmazlar. | Open Subtitles | فهُم لا يصوّتون ، ولا يتبرّعون للحملات الإنتخابية |
| Bu düpedüz hırsızlık olur, belki vergi kaçakçılığı da ama bu belgelerin ima ettiği para Seçim kampanyası finans raporlarında gözükmüyor. | Open Subtitles | إنها سرقة مباشرة سنتّهمه بالغش الضريبي لكن هناك أموال تلمّح لها هذه الوثائق أموال لا تظهر في التقرير المالي للحملات الإنتخابية |
| Yani, şu Seçim ortamında bu toplantıyı yapmak için biraz erken değil mi sence? | Open Subtitles | أقصد أليس الوقت مبكر على الدورة الإنتخابية لنقوم بهذا الاجتماع ؟ |
| General Flores beni Seçim kampanyasının son haftasını yönetmem, son hazırlıkları yapmam için tuttu. | Open Subtitles | الأسبوع الماضي لإدارة حملته الإنتخابية الدفعة الأخيرة للجميع |
| Bütün Seçim kampanyasında en sevdiğim an buydu. | Open Subtitles | لقد كانت لحظتي المفضلة في كل حملتك الإنتخابية |
| Kilit Seçim bölgelerinde bile ivme kaybediyorsun. | Open Subtitles | أنت تخسر نفوذك في الدوائر الإنتخابية الرئيسية |
| Hey Bay Başkan! Diğer adayın kampanyasını destekledim ama sana oy verdim. | Open Subtitles | شكراً ، شكراً ، يا سيّد رئيس ، لقد أحببت الحملة الإنتخابية للمتقدم الآخر ، لكن صوّت لك |
| Bunu yapmak için Alexander Kirk'ün finanse ettiği Amerika'nın Geleceği adlı kurul şu andan Seçim gününe kadar reklam için 3 milyon dolar yatırmak istiyor. | Open Subtitles | ، لفعل ذلك (حملته الإنتخابية يتم تمويلها من قِبل (أليكسندر كيرك الذي ينوي شراء إعلانات بالتلفاز تزيد قيمتها على 300 مليون دولار |