| Bu da demektir ki, gerçek hakaret, eşyalarını karıştırmamak olur. | Open Subtitles | مما يعني أن الإهانة الحقيقة هي عدم البحث في أغراضها |
| Bizi hakaret, tehdit, aşağılama ve kötülük hakkında uyarır. | TED | إنه يحذرنا من الإهانة والتهديد والتجريح والأذى. |
| alınma ama, ama ikimiz farklı sosyal sınıflara aidiz. | Open Subtitles | لا أقصد الإهانة . لكنك ببساطة علي جانب مختلف من المجتمع. |
| Bak alınma ama senin rütben sadece onursal. | Open Subtitles | انظر لا أقصد الإهانة ولكنك مفكر لديه رتبة شرف |
| Saygısızlık etmek istemem Bay Tappan ama bu yönde hareket edecekseniz... | Open Subtitles | لم أقصد الإهانة سيد تابان ولكن إذا كانت تلك هي الطريق |
| Babam önerilerinizi duysa çok memnun olurdu. hakaret edeceğiniz ne yaptım, bilmiyorum. | Open Subtitles | لم أعرف أننى قد فعلت شيئاً أستحق عليه الإهانة |
| Gerçekle hakaret arasındaki sırtta... bir dağ keçisinin çevikliğiyle yürüyorsun! | Open Subtitles | انت تتحركين على الوتر الذي بين الصدق و الإهانة بمهارة عنزة جبلية |
| hakaret o kadar büyük ki artık bir beyefendi sayılamaz. | Open Subtitles | الإهانة كبيرة لدرجة تخرج من فعلها من مصاف النبلاء |
| Asla kabul etmem dediğin hakaret gibi bir rakam vardı ya? | Open Subtitles | تَتذكّرُ ذلك رقمِ الإهانة قُلتَ أنت لَنْ تَقْبلَ؟ |
| alınma ama Ağaç perileri herhangi l'şimdiye kadar bir araya geldi gibi ses yok. | Open Subtitles | لا أقصد الإهانة ، لكنك لا تبدو كأحد من الحوريات الذي قابلتهم يوماً |
| Biliyorum, tamam, alınma Albert, ama bunu kitaba bağlı kalarak yapmayacağız. | Open Subtitles | أعرف هذا، حسناً، ولا أقصد الإهانة يا ألبرت، لكنّنا لا نستطيع أن نفعل هذا حسب القوانين. |
| Üzerine alınma ama, sen kardeşimin arkadaşlarından biraz daha olgunsun. | Open Subtitles | كما تعرف لا أقصد الإهانة لكنك تبدو ناضجا أكثر قليلا من أغلب أصدقاء أخي |
| Üzgünüm. Tommy biraz fazla içti. Saygısızlık etmek istemedi. | Open Subtitles | أنا آسف، أحياناً تومي يتوتر لكنه لا يقصد الإهانة |
| Eminim Amiral Chen Saygısızlık etmek istememiştir efendim. | Open Subtitles | أنا متأكد أن العميد تشان لا يقصد هذه الإهانة يا سيدي |
| Bitleri size geçerse, daha çok küçük düşersiniz! | Open Subtitles | أظن أن معاملتك للسيد كينيدي فيها شيء من الإهانة |
| Ama formda olmadığı için hakareti duymamazlıktan geldi. | Open Subtitles | على أية حال لكونه صغيراً قليل الوزن عليه تجاهل الإهانة |
| Evet ama bu iblis sanki kim olduğumuzu bile bilmiyordu ki, bu arada bunu bayağı aşağılayıcı buldum. | Open Subtitles | نعم، لكن هذا الشيطانِ لَمْ حتى إبدُ لمعْرِفة مَنْ نحن كُنّا، الذي، بالمناسبة، أَجِدُ الإهانة. |
| Kusura bakma da, ölmüş olman gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | لا أقصد الإهانة لكن أليس من المفترض أنّكِ ميتة ؟ |
| Ben de kovulmanın getireceği rezil olma hissini es geçmek için böyle yaptın sandım. | Open Subtitles | ظننتك تريد تجنب الإهانة الإجتماعية إذا تم طرك |
| Bay Gardner, kürsüde geçirdiğim bunca yıl boyunca hiç bu kadar rencide olmamıştım. | Open Subtitles | سيد ـ (جاردنر) ـ أنا لم أتعرض لمثل هذه الإهانة على مدار السنوات التي قضيتها على منصة القضاء |
| Size "seksi" dediği için mi gülümsemeyi ve hakarete aldırmamayı seçiyorsunuz? | Open Subtitles | هل تختارين الابتسامة والتغاضي عن الإهانة |
| Açıkçası, ilaçlar o kadar işe yarıyor ki, Alınmayın ama, sizi aramayı unutmuşum. | Open Subtitles | لأكون صادقاً، الأدوية تعمل جيداً، لقد نسيت أمرك نوعاً ما، لا أقصد الإهانة |
| İmparator gibi kinci bir prensin teyzesinin şahsına, İngiltere Kral'ı tarafından yapılan aşağılamayı unutmasını, bütün Hristiyan alemini boyunduruğu altına alma planından başka ne sağlayabilir? | Open Subtitles | ماالسبب, غير التصميم لإخضاع العالم المسيحي كيف يمكن لأمير ينوي الأنتقام كالامبراطور أن ينسى الإهانة التي لحقت به من قبل ملك إنجلترا في شخص خالته؟ |
| Psikolojik yapısı, aşağılanmaya karşı çok olumsuz bir tepki vermeye itiyor. | Open Subtitles | تصرفه النفسي يجعل رد فعله ضعيف تجاه الإهانة العلنية |
| Bu yüzden alkol almam, sigara içmem, küfür etmem. | Open Subtitles | لهذا السبب لا أشرب، ولا أدخن، ولا استخدم الإهانة |