| İrlandalı dev, denize çok sayıda kaya fırlatarak İskoçya kıyısına köprü görevi görecek olan taşları yarattı. | TED | فألقى العملاق الإيرلندي ما يكفي من الصخور في البحر ليصنع جسراً من الحجارة يصل للساحل الاسكتلندي. |
| Yeats'in koruyucusu Lady Gregory, İrlandalı. | Open Subtitles | الآن, السيدة غريغوري كانت راعية ييتس, هذا, كما تعلم, الشخص الإيرلندي |
| Bayan Harper'ın Kocası tanıdık bir İrlandalı çavuş. | Open Subtitles | زوج السيدة هاربر , هو الرقيب الإيرلندي الذي تحدثت عنه |
| Beni hatırlamadığını biliyorum ama işte intikamım, hem de İrlanda sitili. | Open Subtitles | أعلم أنك لا تتذكّريي، ولكن هنا إنتقام صغير على الأسلوب الإيرلندي |
| İçine patates, lahana ve biraz da İrlanda viskisi koyarım. | Open Subtitles | أتناوله مع البطاطس و الكرنب و جرعة من الويسكي الإيرلندي |
| Ben de İrlandalılar biri öldüğünde içki içerler sanırdım. | Open Subtitles | هذا ماخطر ببالي, الشراب الإيرلندي عندما يموت أحدهم |
| Durmadan şarkı söyleyen o şirin, kaygısız İrlandalı'yı neden ben oynamıyorum? | Open Subtitles | لماذا لا أستطيع أن أكون ظريفاً وغير مبالي الرجل الإيرلندي الذي يغني طوال الوقت ؟ |
| - Selam Kennedy, seni ayyaş İrlandalı. | Open Subtitles | مرحاً كينيدي أيها الإيرلندي لسكير كيف حالك ؟ |
| Sen de iyi dinle İrlandalı, çünkü bir kere anlatacağım. | Open Subtitles | و من الأفضل أن تصغي جيداً أيها الإيرلندي لأنني سأقول هذا مرّة واحدة |
| Yakaladım, seni İrlandalı düzenbaz şerefsiz. | Open Subtitles | قبضت عليك ، ايها اللقيط الإيرلندي المُحتال. |
| Şu sinirli İrlandalı'nın kıçından ayrılması için yapabileceğim bir şey varsa haber ver yeter. | Open Subtitles | إن كان ثمّة ما بوسعي فعله لإبعاد ذلك الإيرلندي الغاضب عنكَ فأخبرني |
| Hayır, biraz keşif yapmalıyız neden İrlandalı bir tefeci buraya geliyor? | Open Subtitles | كلا , نحن بحاجة لبعض الإستطلاع مثل , تعلم , لما صاحب القرض الإيرلندي هنا؟ |
| Sen, İrlandalı, kardeşçiğine yarım etmek ister misin? | Open Subtitles | أيها الإيرلندي ، أتريد مساعدة زميلك قليلاً هنا؟ |
| Seamus Heaney. O istediğin İrlandalı adam. | Open Subtitles | سيمس هيني الكاتب الإيرلندي الذي الذي طلبته مني |
| Eğer İrlanda'nın kırsal bölgelerine giderseniz ve yaşlı bir bayana adres sorarsanız, kentin bütün simgeleri hakkında birkaç detaylı İrlanda hikayesine kendinizi hazırlayın. | TED | إذا ذهبت إلى الريف الإيرلندي و سألت سيدة مسنة عن الاتجاهات، حضر نفسك لقصة إيرلندية مفصلة عن كل معالم الطريق، حسنا؟ |
| İrlanda Cumhuriyet Ordusunda komutanlık... | Open Subtitles | كان قائد فرقة في الجيش الجمهوري الإيرلندي. |
| Bond teknelerden birini çaldı. İrlanda koyuna doğru gidiyor. | Open Subtitles | سرق أحد قواربنا إنه متجة نحو المستنقع الإيرلندي |
| İrlandalılar bölgeyi ve müşterileri kaybetmek istemiyor. | Open Subtitles | الإيرلندي يحب الحفاظ على المنطقة وعملائها |
| İrlandalılar izlendiğimizi düşünürse, her şey bize doğru patlar. | Open Subtitles | إذا أعتقد الإيرلندي بأننا مراقبون سينسف الأمر كله |
| Omagh'da bomba 'Gerçek IRA' tarafından barış sürecinin orta yerinde infilak ettirildi. | TED | في أوما، انفجرت قنبلة، على يد الجيش الجمهوري الإيرلندي الحقيقي، في منتصف عملية السلام. |
| - İrlandalılarla bu işi yapmak için hangi rotaları tutmamız gerekeceğini kontrol ediyorum. | Open Subtitles | فقط ارى ما سيحتاج أعضاء العصابة لتسوية هذا الأمر مع الإيرلندي |
| Bir İrlandalıyı veya Yorkshire'lıyı aksanından herkes tanır... ama ben adamın yaşadığı yeri anlarım. | Open Subtitles | كل شخص يمكنه أن يميز الإيرلندي أو من " يوركشاير " من لهجته لكنني أستطيع أن أحدد أماكن الأشخاص ضمن دائرة ستة أميال |
| Küçük İrlandalının içine biraz korku salalım. O senden daha nerotik bir Yahudi. | Open Subtitles | لتهييج هذا الإيرلندي الصغير إنه يهودي متعصب أصيل أكثر منك |
| İrlandalıların silah dağıtımı işini bana ayarlarsan, Trager'ın borcunu ödenmiş sayarım. | Open Subtitles | أوصلني مع الموزع الإيرلندي وسوف أعتبر ديون " تريغر " مدفوعة |