| Telefon kayıtları, banka hesapları, kredi kartları. | Open Subtitles | سجلاّت الهاتف، الحسابات المصرفية البطاقات الائتمانيّة |
| Büyükbabam öldü ve kredi kartını bana bıraktı. | Open Subtitles | لقد مات جدّي وترك لي بطاقته الائتمانيّة. |
| kredi kartıma erişim sağlamış olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أنّها تمكنت من الوصول لبطاقتي الائتمانيّة |
| kredi kartını iptal et, o kızı bul ve evlen. | Open Subtitles | ألغِ بطاقتكَ الائتمانيّة وجد تلك الفتاة وتزوجها |
| kredi kartı detaylarından öğrendik. | Open Subtitles | وجدنا الدفعات في سجلاّت بطاقتكِ الائتمانيّة |
| kredi şirketimi, bankalarımı arayıp duruyorum. | Open Subtitles | لم أنفكّ أتّصل بشركة بطاقتي الائتمانيّة ومصرفيّ. |
| kredi kartı suçu hakkında konuşmak istiyordum. | Open Subtitles | أودُّ الحديث معكِ بشأنِ سلسلة سرقات للبطاقاتِ الائتمانيّة. |
| Özür dilerim ama maalesef kredi kartınız reddedildi. | Open Subtitles | آسف، أخشى أنّ بطاقتكَ الائتمانيّة رُفضت. |
| Muhasebecimle konuştum demin. Tüm hesaplarım durdurulmuş. Tüm kredi kartlarım iptal edildiğini söyledi. | Open Subtitles | حادثت المحاسب للتوّ، أخبرني بأنّ حساباتي جُمّدت، وأنّ كل بطاقاتي الائتمانيّة أُلغيت. |
| Dün kredi kartımın neden öyle olduğunu açıkladı da bana. | Open Subtitles | فسّر لي ما دهى بطاقتي الائتمانيّة البارحة. |
| Bir bağlantım var. Ama kredi kartı kabul etmiyor. | Open Subtitles | ربّما أدبّر الكميّة، لكنّه لا يقبل الدفع بالبطاقات الائتمانيّة. |
| Ama dün saat 12 sularında kredi kartını Pelican Bar'da içki alırken kullanmış. | Open Subtitles | لكنّها استخدمت يوم أمس بطاقتها الائتمانيّة لشراء شراب في نادي (بليكان) في المساء |
| İnternette numarasını bulduğum Mucho Men adlı yeri aradım ve kredi kartımı verdim. | Open Subtitles | إتّصلتُ بهذا المكان الذي وجدته على شبكة الإنترنت رجل "الموشو" ولقد أعطيته بطاقتي الائتمانيّة |
| - Bana, kredi kartını vereceğini söyledin. | Open Subtitles | -أخبرتَني أنّكَ أعطيتَهم بطاقتكَ الائتمانيّة |
| Bak, sadece üstümü değişmem gerekiyor, bu yüzden kredi kartını ver ki böylece ben de gidip alışveriş yapabileyim, sen biletimi alırken. | Open Subtitles | اسمع, عليّ تغيير ملابسي فحسب، لذا أعرني بطاقتك الائتمانيّة... لكي أتمكّن من الذهاب للتسوق... |
| kredi kartı faturasını takibe aldık ve CKL Restorant Lounge Group adına yapılmış pek çok harcama bilgisine ulaştık. | Open Subtitles | لقد تعقبنا سحوبات بطاقته الائتمانيّة ووجدنا رسوماً عديدة "لشركةٍ تدعى "سي كي إل مطعم، وصالة مجموعة |
| kredi kartı harcamalarına göz attım. | Open Subtitles | -والأمرُ متبادلٌ . لقد تفقّدتُ تعاملاتها الائتمانيّة. |
| kredi kartı geçmişine bakıyordum. | Open Subtitles | حصلتُ على سجلّ بطاقته الائتمانيّة للتوّ |
| Bunların hiçbiri de yerel bir adrese çıkmıyordu. O yüzden ben de kredi kartı harcamaları ve araba kira sözleşmelerine baktım. | Open Subtitles | ولا واحد منها يقود لعنوان محليّ، لذا تفقّدت عمليّات البطاقات الائتمانيّة... |
| Çaldıklarını satıyor olmalı, bu da kredi kartlarını nasıl ödeyebildiğini açıklıyor. | Open Subtitles | -لابدّ أنّها باعت ما سرقته ، وذلك يُفسّر مقدرتها على سداد مصاريف بطاقاتها الائتمانيّة. |