| Efendilerinin 15 yaşındaki evli ve çocuklu en büyük kızı. | TED | إنها السيِّدة الابنة الكبرى، البالغة من العمر 15 سنة، والتي هي مُتمرِّسة على الزواج والولادة. |
| En büyük Jones kızı evlenirken ki şampanyayı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكر اليوم الذى شربوا فيه شمبانيا يوم زفاف الابنة الكبرى ل جونز |
| İhtiyarın büyük kızı, Koharu, ona baktı ve hızla iyileşti. | Open Subtitles | الابنة الصغرة , كوهارو قامت باسعافه و معاينته |
| Genç kızın giysilerinde hiç kan izi yok. | Open Subtitles | لا يوجد أثر للدم على ملابس الابنة المراهقة |
| Sam, bir Kız evlat cinsel yaşamını babasıyla paylaşmak zorunda değildir. | Open Subtitles | سام , الابنة لا يجب عليها أن تشارك أباها حياتها الجنسية |
| Şimdi vaktim var, düşünceli kızım, gel. | Open Subtitles | ان لدى وقت فراغ الان أيتها الابنة المتأملة |
| - Yoğun, kızgın şehvet anneyi, adamı ve kızı esir alır. | Open Subtitles | الرغبة الشديدة الدفينة ملأت الام بها والرجل و الابنة |
| Eğer soru soran olursa ailenin bir ferdi olduğunuzu mesela eşi veya kızı olduğunuzu söyleyin böylece şüphe çekmezsiniz. | Open Subtitles | اذا سائلك اى شخص من انتى قولى انك من العائلة الزوجة او الابنة |
| İşte her annenin kızı için hayal ettiği şey. | Open Subtitles | هذه هي الابنة التي يجب أن تحلم بها كل أم |
| Kurbanlar arasında hiç beklemedi ve kızı da tanık olarak bıraktı. | Open Subtitles | إذاً, لم ينتظر دقيقة بين الضحيتين وترك الابنة كشاهدة |
| Katolik inançları yüzünden, Kral'ın büyük kızı, Prenses Mary'nin, Kraliçe olmasını engellemek için bir girişimde bulunuldu. 1533'de tacını giydi. | Open Subtitles | وقد بذلت محاولات عديدة لمنع الابنة الكبرى للملك, الأميرة ماري من أن تصبح ملكة لمعتقداتها الكاثوليكية |
| Tanrı'ya şükür, diğer kızı hakkında konuşuyorsun sanmıştım. - Menü, efendim? | Open Subtitles | الحمد لله كنت اعتقد انك كنت تتحدث عن الابنة الاخرى |
| Sence hedef kızı mıydı yoksa ikincil zarar mıydı? | Open Subtitles | هل تعتقد بأنّ الابنة كانت مستهدفة أمّ مجرد ضرر جانبي؟ |
| Anne ve kızı yemek odasının karşı tarafında. | Open Subtitles | الام و الابنة فى الناحية الاخرى من غرفة الطعام |
| Babamın gurur duyacağı kızı olmak istiyorum. | Open Subtitles | اريدُ ان أكون الابنة التي سيفخرُ بها والدي. |
| Bazıları, bir kızın babasıyla ilişkisinin erkeklerle olan ilişkisi için örnek olduğunu söyler. | Open Subtitles | أو عدم وجودهم يقول البعض أن علاقة الابنة بأبيها هي نموذج لكل علاقاتها التالية بالرجال |
| Kız bana doğru düzgün güvenmiyor. Annesi de hakeza öyle. | Open Subtitles | الابنة لا تثق بي تماماً والأم تثق بي أقل منها |
| Herzaman olmasını istediğim kızım gibi ol tamam mı? | Open Subtitles | سوف تكوني الابنة التي طالما اردتها أن تكون، حسنا؟ |
| Kadının Kızıyla saat ikide bir kafede buluşacağım. | Open Subtitles | وأنا سأقابل الابنة الساعة 2: 00 في مقهى |
| Hastanın kızının dosyasını aldığını duydum. Hasta fikrini mi değiştirdi? | Open Subtitles | بلغني أنّكَ حصلتَ على ملف الابنة هل غيّر المريض رأيه؟ |
| Kadın ölünce kızını aramak zorundayım çünkü inanmak istemeyecektir. | Open Subtitles | بعد أن تموت الأم سأضطر أن أكلم الابنة إنها لم تعد تصدق أمها أنت مخطئ |
| Ailesi kanser olan çocuğum ve beleş yemeğe konmak üzereyim. | Open Subtitles | أنا الابنة التي سوف تحصل على طعان مجاني |
| Ve beni, Baptista'nın küçük kızına Yetkin bir öğretmen diye tanıtacaksın. | Open Subtitles | ويعرض لي بمثابة المدرس ، يصلح لإرشاد بابتيستا الابنة الصغرى. |
| Babalar ve Kızları dansı gecesine soktuğun şu valeymiş. | Open Subtitles | أجل, إنه ذلك الخادم الذي تشاجرت معه ليلة رقص الأب و الابنة |
| "Selam, adım Raquel." "Bir iblisin piç kızıyım" mı? | Open Subtitles | انني الابنة الساقطة من الشيطان |
| Geleceği bir anda iptal edilmiş bir ailenin ve kendisini toparlamaktan başka çaresi olmayan bir evladın hikayesi. | Open Subtitles | والآن مع حكاية العائلة التي تمّ الغاء مستقبلها فجأة وهذه الابنة الوحيدة التي ليس لديها أيّ خيار سوى إنقاذ نفسها |