| Siz ikiniz artık şu oyunbozanlığa bir son verin. | Open Subtitles | الآن ، أنتما الاثنتين فلتنتهوا من هذا الهراء |
| İkiniz burada kalmalısınız. İyi olacağız. | Open Subtitles | أنتم الاثنتين يجب أن تبقوا هنّا، سوف تكونوا بخير. |
| I aralarında seçim yapmak zorunda bırakmayacak anlamına, bunu yapmazsanız ve, her ikisi de ölür. | Open Subtitles | أعني أنه يفترض أن تختاري بينهم وإذا لم تفعلي ، ستموت الاثنتين |
| İkisinin de yanına oturmamaya karar verdim, böylece, ikisine de eşit uzaklıkta olacaktım. | Open Subtitles | قررت حلا وسطا بأن لااجلس بجانب اي منهما بتلك الطريقة احافظ على العلاقة مع الاثنتين |
| Sanmam. Belki daha uzun olabilirim. Aslında ikisini giyebilirim. | TED | يمكن ان اصبح اطول .. يمكنني ان اردتي الاثنتين .. |
| Çünkü artık kendi iki elim hariç hiçbir şeye güvenmiyorum. | Open Subtitles | لأنني لا اثق بأي شيء بعد الان غير يداي الاثنتين |
| O anıyı canlı tutacaksın. Ve şimdi ikiniz için de yaşayacaksın. | Open Subtitles | ستبقين هذه الذكرى حية وستعيشين الآن من أجلكما أنتما الاثنتين |
| İkiniz hala yaşıyor musunuz? | Open Subtitles | هل ما زلتم الاثنتين على قيد الحياة؟ |
| Bu sayede ikiniz de biraz duyarlı olmayı öğrenirsiniz. | Open Subtitles | سيعلمكما هذا بعض الإحساس أنتما الاثنتين |
| Ve ikiniz de kirlangiç baligi yediniz. | Open Subtitles | و أخذتما أنتما الاثنتين سناك ور |
| Bir seyir için zaman harcamak eğer Ve, ikisi de ölür. | Open Subtitles | وإذا ضيعتي وقت لتبحثي عن حل ستموت الاثنتين |
| Bence ikisi de satıyor, ama seninki kontrol hastası benimki de iradesiz ve zayıf. | Open Subtitles | أظنّهما تتاجران به هما الاثنتين لكنّ والدتك مهووسة بالسيطرة ووالدتي ضعيفة وتميل إلى الإدمان |
| Dediğim gibi bunların ikisine ne olacağına sen karar vereceksin. | Open Subtitles | كما أسلفتُ، أنتَ ستقرّر مصير هاتين الاثنتين. |
| Dediğim gibi bunların ikisine ne olacağına sen karar vereceksin. | Open Subtitles | كما أسلفتُ، أنتَ ستقرّر مصير هاتين الاثنتين. |
| Sen ikisini birden kullanıyordun. | Open Subtitles | ، لقد كنت انت تستعملها تحت ذراعيك الاثنتين |
| Bu tavukların ikisini de yemeni istiyorum. | Open Subtitles | أتوقع أنك ستتناول كل هذا الدجاج الاثنتين معاً |
| Olay şu ki, bunu yapmak için iki ele ihtiyacım var. | Open Subtitles | ما في الأمر, هو أنني سوف أحتاج يداي الاثنتين لفعل ذلك |
| Takip ettiğim iki tanesi gözetim kameraları ve kimlik kartları, bilgisayar güvenlik modellerimizin çoğu bunlardan geliyor. | TED | الاثنتين التي أتابعهما هي كاميرات المراقبة، بطاقات التعريف، كثير من النماذج الحاسوبية تأتي من هنا. |