| Alacağım tabii. Ayrıca biraz da kâr yaparım. Hayır. | Open Subtitles | أستطيع الرهان معك أننى سأستردهم و معهم الارباح ،، لا ، لا |
| Ben bir iş adamıyım ve işlerimde kâr amacı güderim. | Open Subtitles | انا راجل اعمال ، و هدفي هو صناعة الارباح |
| Buranın sahibi olan ailenin iyi bir şarap ürettikleri sürece kâr yapıp yapmamak umurlarında değildi. | Open Subtitles | العائلة المالكة للمكان لا يهمهم ان قلت الارباح ان صنعت زجاجة افضل |
| Senin de kar etme hakkın var. | Open Subtitles | فلديكَ الحق في الحصول علي بعض الارباح , ايضا |
| Asıl kazanç bilgisayarın kendisinde, bu yazılım işlerinde değil. | Open Subtitles | حسنا، الارباح هي في اجهزة الكمبيوتر نفسها وليست في البرمجيات |
| Hele ki Çinli hayranlar sayesinde Çinli turistleri etkileyebilirsek Krallık'ın kârı hızla artacak. | Open Subtitles | خاصة اذا استطعنا جلب السياح الصينين عن طريق تناقل الاخبار من شخص لاخر المملكة ستجني الكثير من الارباح |
| Onlarla kârın yüzde 25'ini verme ve hayat boyu iş ortağı olma konusunda anlaştılar. | Open Subtitles | لقد ابرموا صفقه بان يعطُهم خمس وعشرون من المئة من الارباح ويصبحوا مقربين الى الابد |
| Şu portakal tozunu araçların üzerine koyup yaptıkları kârlar. | Open Subtitles | الارباح التي حصلت عليها من وضع هذه البرتقاله |
| Masraflar bize ait, elbette, ama kazancın %10 unu alacağız. | Open Subtitles | على نفقتنا بالتأكيد، لكنك ستحتفظى بعشرة في المائة من الارباح |
| Demek istediğim, her işten belli bir kâr elde ediyoruz. | Open Subtitles | أعني أننا نحصل على الارباح من كل عمل نقوم به 210 00: 08: 16,774 |
| Bu da bizi sevgili kurulunuzun belirlediği en iyimser kâr hedeflerinin bile ötesine taşıdı. | Open Subtitles | تضعنا فى مقدمه كل اهداف الارباح التجاريه المتفائله |
| Bu iş kâr amaçlı bir iş değil. | Open Subtitles | هذه ليس مجرد وظيفة لجمع بعض الارباح. |
| - Evet, Madigan da daha çok kâr eder. | Open Subtitles | نعم,والمزيد من الارباح لماديجان |
| Böylece kâr yapabileceksin. | Open Subtitles | ولما، حتى تتمكن من جني الارباح. |
| kâr marjları çok düşüktü. | Open Subtitles | الارباح منخفضة جداً |
| Daha yüksek kâr. | Open Subtitles | . نسبة الارباح الكبري |
| Aslında Hollywood sadece kar elde edilen bir yer. | Open Subtitles | حسنا , حقيقه هوليوود هى مجرد مكان حيث يحققون الارباح |
| ... yeni satış kataloğu yayımladı, kar edememek endişelendiriyor. | Open Subtitles | لقد اعلنت الارباح توا عن كتالوج المبيعات الجديده ، مما تسبب فى كثير من الاهتمام |
| Konuşmaması karşılığında, kazanç raporları ve kârdan pay ister. | Open Subtitles | مكسب التقارير وحصه من الارباح فى سبيل صمته |
| kazanç ne durumda peki? Anlıyorum. | Open Subtitles | وأخبرني هل الارباح ضمن التوقعات في بيع الدواء |
| Restorandaki kârı arttırdım ve zam istedim, fakat geleceğimi nasıl güvence altına alabilirim? | Open Subtitles | اني احصل بعض الارباح من المطعم أعلم أني طلبت علاوة, لكن كيف استطيع تأمين مستقبلي؟ |
| Her şeyi kontrol etme gibi bir amacım yok sadece kârın tadına bakmak istiyorum. | Open Subtitles | انا لا اتحدث عن كل الفوائد فقط القليل من الارباح |
| Vergi amaçlı olan geçmiş tarihli kârlar, diğer hesaplara para transferleri. | Open Subtitles | ,تغيير الارباح للتهرب الضريبي ونقل الاموال من بين الحسابات |
| O senin oduğu kadar benim de, kazancın yarısını alırım. | Open Subtitles | انه بقدر ما هو لك لي لذا اخذت نصف الارباح |