| Bu moda dükkanlarıyla sıralı bir sokakta 65.000 elbise askısı. | TED | هناك 65,000 من علاّقات المعاطف في شارع مليء بمحلات الازياء. |
| moda dergilerinde, sıska ama güzel zayıf mankenlerin fotoğraflarına , baktım durdum. | Open Subtitles | لاتصفح في مجلات الازياء في صور عارضات الازياء الرشيقات، النحيفات منهن والجميلات. |
| moda dergilerimiz, elektronik müzik partilerimiz var. | TED | لدينا مجلات فيما يخص الازياء .. وحفلات منزلية رائعة .. |
| kostüm giymen gerektiği aklında çıkmış olabilir o yüzden siparişleri ben verdim. | Open Subtitles | فمن المرجح ان يخطأ فكرك في اختيار الازياء المطلوبة لذا قمت بنفسي بتدبيرها |
| kostümleri düzenlemem lazım. Henüz bir çekim mekanımız bile yok. | Open Subtitles | يجب أن أرتب الازياء نحن لم نحدد الموقع حتى الآن |
| Ana kostümler nerede? Başlamamıza 10 dakika kaldı. | Open Subtitles | الازياء الرئيسية، اين هي الازياء الرئيسيه، سيبدأ العرض خلال 10 دقائق |
| moda gösterisinde buldum. İşadamı gibi duruyordu. | Open Subtitles | وجدته في عروض الازياء كان يبدو انه كرجال الأعمال |
| moda sektöründe çalışıyorum, seçkin heteroseksüel erkeklerle çevriliyim. | Open Subtitles | أنا اعمل فى الازياء و ساقابل رجال مستقيمين مؤهلين |
| Yeni yetme duyarlılığı moda dünyasına bir bomba gibi düştü. | Open Subtitles | المجند الجديد الذى شق طريقه فى عيون عالم الازياء |
| O papağanlar her konuda konuşurlar. Politika, sinema, moda. | Open Subtitles | تلك الببغاوات تتحدّث عن كلّ شيء السياسة ، الأفلام ، الازياء |
| Dünyanın moda merkezinde çalışacağım için heyecanlı mıydım? | Open Subtitles | هل كنت أشعر بالاثارة للعمل بعاصمة الازياء في العالم؟ |
| Kişisel alışveriş hizmeti özel moda defileleri ve... ..tasarımcı koleksiyonları gibi. | Open Subtitles | خدمة التسوق الذاتي وعروض الازياء الخاصة و مجموعات المصممين |
| Bu moda etkinliğini yapmak benim fikrimdi. moda çekimi için fotoğrafçıyı ve modelleri ben buldum. | Open Subtitles | خطوط الازياء كانت فكرتي المصور والعارضات |
| Aslında benden ziyade benim moda dünyasındaki pozisyonuma deliriyor. | Open Subtitles | انها مجنونة اكثر بمكانتي في عالم الازياء وليس بي شخصيا |
| Sadece kostüm giymişler, tatlım. Hadi eve gidelim. | Open Subtitles | يا عزيزتي انهم يرتدون الازياء فحسب لنذهب للمنزل فحسب |
| Sizin, kostüm giyip, şeker toplayıp güzel vakit geçirmeniz gerekirdi. | Open Subtitles | من المفترض ان نحظى بوقت لطيف نرتدي الازياء ونحصل على الحلوى |
| Sana söylüyorum bak, eğer doğru kostümleri seçersek bu Cadılar bayramında hanımlar konusunda şanslı olabiliriz. | Open Subtitles | انا متاكد اذا اخترنا الازياء المناسبة هذا الهالوين سنكون محظوظان مع السيدات |
| Canavar yapmak için kostümleri kullanmış olmalılar, yani... | Open Subtitles | أنه يحتاج الازياء لصنع .... وحوش , التي تدل ضمناً علي |
| kostümler aldım ve garajda biraz hazırlık yaptım. | Open Subtitles | لدي الازياء ولقد قمت بإعداد شيء في المرآب |
| Liberace'nin tüm kostümlerini burada sergileriz. | Open Subtitles | لدينا كل الازياء الخاصة بليبراشي معروضة هنا |
| defile organize etmek için çok para gerekiyordur, değil mi? | Open Subtitles | منظمة عرض الازياء يتطلب الكثير من المال ، أليس كذلك؟ |
| mankenlik çok çalışma gerektirir. Yani ben basitmiş gibi gösteriyorum. | Open Subtitles | عرض الازياء عمل صعب جداً، اعني انني ادعه يبدو سهلاً |
| Daha genç bir topluluğa hitap etmek için yeni kıyafetler. | Open Subtitles | و الازياء الجديده لنتعامل مع جمهور من الشباب |
| Sportmenlikte ve çok çirkin kostümlerle. | Open Subtitles | الروح الرياضية المتواضعة الازياء القبيحة جداً |
| Benim aklıma manken memnuniyetinden sorumlu yönetici geldi. | Open Subtitles | كنت افكر المسؤول التنفيذى عن رُضى عارضة الازياء |