Hâlâ aynı, sağ olasın. aspirin pek de işe yaramadı. | Open Subtitles | نفس الشيء، شكرا لا يبدو بأن الاسبرين قد فادت بشيء |
Bir bardak su ya da birkaç aspirin falan arıyordum. | Open Subtitles | فقد كنت ابحث عن كأس من الماء او بعض الاسبرين |
aspirin getirmeyi unutma - kafam çatlayacak gibi. | Open Subtitles | تذكري ان تشتري الاسبرين رأسي سيقتلني من الالم |
O zaman iddiaya göre tansiyon haplarından birini aspirinle değiştirdi. | Open Subtitles | عندها زعم انها بدلت واحدا من ادويته لضغط الدم بحبوب الاسبرين |
aspirin ve votka, sanırım. | Open Subtitles | اعتقد بانها تعاطت بعض من اقراص الاسبرين والفودكا |
Herhalde başağrısı için salık verilen dozda aspirin aldın. | Open Subtitles | لذا افترض انك تناولتي جرعة الاسبرين الموصى بها للصداع |
Meyve suyu. Ona biraz meyve suyu, bir de aspirin ver. | Open Subtitles | اه, عصير فاكهه اعطيه بعض عصير الفاكهه وبعض الاسبرين |
Burada verdikleri aspirin, yara bandı ve ishal hapıydı. | Open Subtitles | كل ما اعطوني هو الاسبرين والضمادات وحبوب الاسهال |
Nöbetçi asker Jake'yi revirde aspirin ararken yakalamış. | Open Subtitles | الحارس وجد جيك في المستشفي يبحث عن الاسبرين |
Eğer aspirin hapı vücudunda patlarsa o zaman hayatımız kurtulur. | Open Subtitles | اذا كانت حبة الاسبرين ستحرق في الجسم فهي ستأخذ وقت حتى تنقذ حياة الشخص |
Tek istediğim biraz aspirin. | Open Subtitles | أو مهما يكن أنا احتاج إلى بعض الاسبرين فقط |
Gut hastalığına genelde aspirin iyi gelir. | Open Subtitles | حسنا , ألم المفاصل عادة ما يستجيب إلى الاسبرين |
aspirin boyutunda bir şey. Bazı motorlarla birlikte kum tanesi kadar ufak bir şey. | Open Subtitles | بحجم حبة الاسبرين مع بعض المحركات الصغيرة بحجم حبة الرمال |
Kahve+Aspirin sonra hiçbir şeyim kalmaz | Open Subtitles | احتاج الى الاسبرين بالاضافة الى القهوه وسأكون على مايرام أعدك |
Pekala. Bir aspirin alıp çıkalım hemen. Burada olabilmene sevindim. | Open Subtitles | حسناً , لنأخذ بعض الاسبرين ونعود انا سعيد أنه امكنك الحضور لهذا |
İlk davamız, aspirin suikasti. | Open Subtitles | الان الى اول قضية لنا للدراسة قاتل الاسبرين |
aspirin etiketini dijital olarak eklemek gibi. | Open Subtitles | تغيير رقمي لملسقات الاسبرين على سبيل المثال ؟ |
Müşterimiz tansiyon haplarını aspirinle karıştırmış olabilir. | Open Subtitles | موكلتنا اخطات في الاسبرين على انه دواء ظغط دمه |
Bilirsin, ara sıra kırılan burun, çıkan omuz, ama altılı paket biranın ve birkaç aspirinin düzeltemeyeceği bişey değil. | Open Subtitles | أنت تعرف، وأنف مكسور في بعض الأحيان، خلع في الكتف، لكن شيء 'بضعة الاسبرين وحزمة ست سنوات لا يمكن اصلاحها. |
Aspirinden daha etkili bir şey aldırsaydın, muhtemelen seni perişan edecektim. | Open Subtitles | اذا كان هناك اي شيئ اقوى من الاسبرين سوف اكون ربما شاكرة لك |
Elinde kemik olmasa, aspirini nasıl alırsın? | Open Subtitles | كيف التقطي اقراص الاسبرين بينما لا يوجد عظام في يدك؟ |