| Avustralyalı parazitimizle görüşme ayarlayana kadar, sana bir dinky-di göndermiş. | Open Subtitles | عندما حددنا موعدا لك مع ممثلنا الاسترالي الحقير ارسل لنا ذلك الشيء |
| Avustralyalı Thomas Rowe tarafından İtalyan Rönesansı tarzında tasarlanmış bu güzel bina 1871'de hizmete girmiş. | Open Subtitles | المبنى فتح في عام 1871 صمم بواسطة الاسترالي توماس رو في عصر النهضة الإيطالية |
| Avustralyalı pislik torbasının onu vurmadan önce ne dediğini biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعرف ما الذي قاله لي القذر الاسترالي بكل وقاحة قبل أن أطلق عليه النار؟ |
| Avustralya Ordusunun gelip bizi rahatlatacağını bekliyoruz. | Open Subtitles | وقال اننا سوف الجيش الاسترالي يكون هنا ليخفف عنا قريبا. |
| O uluslararası bir suç örgütünün Avustralya ucunda çalışır... | Open Subtitles | ويقول الفرع الاسترالي اتحاد الجريمة الدولية، مجموعة مالية |
| Zanic'i biliyorsun, Avusturyalı hani ufaklıklara halk dansları öğreten eleman. | Open Subtitles | تعرف زانيك الرجل الاسترالي ؟ ماذا الذي يعلم الاطفال الرقص التراثي؟ |
| Bu Avustralyalı adamla ilgisi var mı? | Open Subtitles | هل الأمر له دخل بـ الاسترالي ؟ |
| Lezzetli Avustralyalı içkim var. | Open Subtitles | لدينا المشروب الاسترالي المسمى شيراز |
| Avustralyalı da ilgilenirse hala olabiliriz. | Open Subtitles | ما زال يمكننا ان كان الاسترالي يحب ذلك |
| Herhangi bir Avustralyalı hatun ismi ver, sikmişimdir. | Open Subtitles | تسمية الطيور الاسترالي و لقد مارس الجنس لها . |
| Avustralyalı hatunlar Jay'e doyamıyor, özellikle de süper modeller. | Open Subtitles | الشيلة الاسترالي فقط لا يمكن الحصول على ما يكفي جاي ، وخصوصا عارضات الأزياء ، |
| O Avustralyalı onu harcamış. | Open Subtitles | كانت مضيعة على ذلك الاسترالي |
| Avustralyalı SAS. İfade: | Open Subtitles | سلاح الجو الاسترالي |
| Şuradaki Avustralyalı. | Open Subtitles | الرجل الاسترالي هناك |
| 'Köklediğim' Avustralyalı hatunların sayısı sizi şaşırtmayacak sevişmenin Avustralyacası. | Open Subtitles | على أي حال ، وسوف يكون مفاجئا لك عدد الطيور الاسترالي أنا التجذير وهو الأسترالية لل knobbing . |
| Ama kendisi... Stig'in Avustralyalı kuzeni. Ah! | Open Subtitles | لكن هذا السائق الاسترالي قريب لـ (ستيغ) فليهبني الله من رحمته |
| Elbisem Londra'dan geliyor. Kumaşı Avustralya koyunundan. | Open Subtitles | بدلتي من لندن مصنوعة من الصوف الاسترالي |
| - Avustralya Paraşüt Alayı'ndayken. | Open Subtitles | لقد كنت في الفوج المظلي الاسترالي |
| Avustralya Dışişleri Bakanı'nın hediyesi. | Open Subtitles | هدية من وزير الخارجية الاسترالي |
| Bütün öğleden sonrayı Avustralya "Vogue" u ile geçirecektim. | Open Subtitles | حصلت بعد ظهر اليوم كله المخطط مع الاسترالي... رواج... . |
| O benim Avustralya'da kullandığım isim. | Open Subtitles | لأنه اسمي الاسترالي |
| Ve bende Avusturyalı piskoposun "Dünyanın Haberi" skandalını saklayarak yaptığı hatanın aynısını yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | ولا أريد أن ارتكب خطأ البطريرك (الاسترالي في دفن فضيحة (أخبار العالم |