| Hayat kurtarabilirler çünkü bu malzeme çeliğe nispeten pound(0,45kg) başına 12 kat daha fazla çarpışma enerjisi sönümleyebilir. | TED | يمكنها أن تنقذ الأرواح لأن هذه المادة يمكن أن تمتص ما يصل إلى 12 ضعف من طاقة الاصطدام التي يمتصها الحديد للرطل الواحد |
| Böylece güvenli bir şekilde geçmek zorlaşır ve geniş koridorlara nispeten daha fazla çarpışma gerçekleşir. | TED | وهذا سيقلل من حرية التحرك في تلك الممرات مما يرفع من معدل الاصطدام في الممرات |
| Bunu atlatırsak, onu kaza alanına götürmek için yardımına ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | لو نفذت هذا الأمر سأحتاج إلى مساعدتك لإخراجه إلى موقع الاصطدام |
| Bana Jake deyin lütfen. Kazadan beni kurtardığınız için size borcum var. | Open Subtitles | سمعت بأنني مدين لك لأخراجك لي من مكان الاصطدام |
| Duvara çarpma fikri var, her şey o kadar hassas ki bir anda dağılıp çökebilir. | TED | هناك فكرة الاصطدام بالجدار ، حيث في الواقع أن كل شيء على نحو ما هش للغاية، أنه كل شيء قد ينحل كليا و ينهار. |
| çarpışma ve kitap düşürme çok mu sert? | TED | أليس هذا الاصطدام الحر و ايقاع الكتب عدائي نوعا ما ؟ الا توجد هناك طريقة اسهل تتطلب طاقة و مجهوداً اقل ؟ |
| Ay'ın kökeni üzerinde çalışmaya başladığım zaman, dev çarpışma fikrini tamamen reddetmek isteyen bilim insanları vardı. | TED | حين بدأت العمل في البحث عن أصل القمر، كان بعض العلماء يريدون رفض فكرة الاصطدام العملاق بأكملها. |
| Bu yüzden, dev çarpışma teorisini kurtarmaya çalışıyorduk. | TED | لذا كنا نحاول إنقاذ نظرية الاصطدام العملاق. |
| Dev çarpışma teorisinin başı hala dertteydi ve Ay'ı nasıl yapacağımızı hâlâ çözmeye çalışıyorduk. | TED | كانت نظرية الاصطدام العملاق لا تزال مهددة، وكنا نحاول إيجاد طريقة لتكوين القمر. |
| Evet, efendim. Bir yıl kadar önce, Dünya'yla çarpışma rotasında olan bir asteroid keşfettik. | Open Subtitles | نعم يا سيدي، منذ عام مضى اكتشفنا كويكب كان في طور الاصطدام بالأرض |
| Nasıl düşünüleceğini bilmiyor musun? Eğer savcıyı bununlar ezersek, buna kaza denir değil mi? | Open Subtitles | يالها من خطة غبية هل تعتقد ان الاصطدام بهذا سيبدو كحادثة ؟ |
| Şimdi, kaza yeri nehre çok yakındı. | Open Subtitles | والان موقع الاصطدام كان قريبا من جدول ماء |
| - Çocuklar silah ya da kaza sesi duymamış. O yüzden-- | Open Subtitles | حسنا,الأطفال لم يسمعوا أى أعيره ناريه أو الاصطدام,لذا لابد أنه |
| Kazadan önce saçma bir nedenden dolayı kavga ediyorduk | Open Subtitles | قبل الاصطدام , تشاجرنا أسخف شجار في حياتنا |
| Kazadan kıl payı kurtulduktan sonra, YRS'yi yenilediler. | Open Subtitles | فقد قاموا بترقية النظام بعد حادث الاصطدام الوشيك |
| Test atışı yaptım. Teflon, çarpma ânında dağılarak mavi toza dönüşmüş. | Open Subtitles | انظر كيف تفتت التفلون إلى غبار أزرق لحظة الاصطدام |
| Bir şeye çarpmak üzere olan, yanan bir göktaşı. | Open Subtitles | لنري نيزك ضخم مشتعل علي وشك الاصطدام بشئ |
| Sana söyledim, gökkuşağıyla çarpışmak acil değildir. | Open Subtitles | أخبرتك أن الاصطدام بقوس قزح ليس حالة طارئة |
| Bu yüzden darbe kraterini en kısa zamanda görmem gerekiyor. | Open Subtitles | لذلك أريد أن أرى الحفرة الناتجة عن الاصطدام بأسرع ما يمكن |
| Görebildiğim kadarıyla çarpışmadan sonraki ilk 10 dakikada 5 metre su aldı. | Open Subtitles | لقد غمرتنا 14 قدم من الماء في أول عشر دقائق بعد الاصطدام |
| Ardından, bir trafik kazası misali kızılca kıyamet kopar. | Open Subtitles | ثم و كأن هناك حادث مروري الجميع يبدأ في الاصطدام عشوائيا |
| Böyle şiddetli bir darbeden sonra çok daha kötüsü olabilirdi. | Open Subtitles | مع تعرضكِ لذلك الاصطدام المفاجىء كان من الممكن أن يكون الأمر أسوء بكثير |
| Çarpmaya bağlı aort damarı kesilmesi. | Open Subtitles | أنقطاع الأبهر نتيجة لقوة الاصطدام. |
| Okyanusa çakılmakta olan bir uçağın içinde değilsen ve çarpmanın etkisiyle ölmezsen tabi. | Open Subtitles | إلا ان كنت في طائرة وقعت في نصف المحيط ولم تمت عند الاصطدام. |
| Şu an ki hızımıza göre çarpışmaya 40 saniye kaldı. | Open Subtitles | بناءً على مدى تسارعنا الحاليّ، فإنّ وقت الاصطدام أربعون ثانية. |
| Yani kazayı ve suya düşmeyi hatırlamıyorum, fakat sonraki hatırladığım şey bir otel odasında uyanmam. | Open Subtitles | لا أذكر الاصطدام أو السقوط في المياه، لكن الشيء التّالي الذي أذكره، لقد استيقظتُ في نُزُلٍ. |
| Kamyonet tarafından çarpılmak iyileşme gücümün sınırlarını geçmiş olmalı. | Open Subtitles | الاصطدام بالشاحنة من المؤكد أنه انهك قواي على التعافي لأقصى مدى |