| Ama hayatımda tanıdığım tek sağır kişi, aptaldı. | Open Subtitles | ولكن الشخص الوحيد الاصم اللذي اعرفه كان غبياً |
| Bu sağır piç 20 yıldır her gece buraya gelir ve sıralı üçlü bahis oynar. | Open Subtitles | لمدة 20 سنة هذا الوغد الاصم كان ياتي هنا كل يوم ويضع رهانا وحيدا علي ترتيب الفرسان الثلاثة الاوائل |
| O zaman sağır adam da "Seni iyi duyamadım." demiş. | Open Subtitles | فقال الرجل الاصم اننى لم أسمعك |
| Tabii ki daha sizin sağır çocuklar sahneye çıkmadı ama duyduğuma göre "Don't stop believing"i söyleyeceklermiş. | Open Subtitles | -بالتاكيد اننى لم اسمع فريقك الاصم يغنى بعد, -Don't Stop Believing" لكن اعتقد انهم يغنو " |
| Bu kuraldır. sağır biri yapmalı. | Open Subtitles | أنها مثل القواعد الشخص الاصم يفعلها |
| Böylece sağır adam demiş ki; "Ne dedin?" | Open Subtitles | فقال الرجل الاصم ماذا قلت ؟ |
| Bay Costello sağır. | Open Subtitles | هذا السيد كاستيلو الاصم |
| Yağlanmış sağır adam için özür dileriz. | Open Subtitles | نعتذر للشخص الاصم المدهون |
| -Gidip sağır çocukla oturacağım. | Open Subtitles | -سأذهب واجلس مع الفتى الاصم |
| - sağır Emmett mi? | Open Subtitles | -ايميت) الاصم ؟ ) |