| Mara, sorunları tedavi edebildiği sürece ona zarar vermeyeceğimizi biliyor. | Open Subtitles | طالما انها تعالج الاضطرابات مارا تعرف انني لن اضرها ابدا |
| Tüm hayatımı sorunları gizli tutmak için raporları değiştirmekle geçirdim. | Open Subtitles | انا قضيت حياتي في محاولة التنصل من تقارير اسرار الاضطرابات |
| İş aile içi Sorunlar nedeniyle eve askerî inzibatın çağırılmasına kadar varmış. | Open Subtitles | تصاعدت الى درجة ان النواب ذهبوا الى منزله من اجل الاضطرابات الداخلية. |
| Bu hastalıkları önlemek ve sorun çıkaranları tutuklamak için bir görevimiz var. | Open Subtitles | من واجبنا منع الاضطرابات و القاء القبض على مثيرى الشغب لذلك سوف تعلمون |
| Onun Duke'ün içindeki sorunlara bağışıklığı olmadığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نظن بانها ليست محصنة من الاضطرابات التي في داخل دوك |
| Mara içimdeki bu Sorunların neler yapabileceğini bile bilmiyor. | Open Subtitles | مارا لاتعرف حتى ماتكون الاضطرابات بداخلي قادرة على فعله |
| Audrey, herkesi öldürmeden sorunları yok etmenin bir yolu üzerinde çalıştığını söyledi. | Open Subtitles | اذا اودري تقول انك تعملين على طريقة لإنهاء الاضطرابات بدون قتل الجميع |
| sorunları yaymak için ona yardım ettiğine inandığım nokta burası işte. | Open Subtitles | وهذا هو المكان الذي أعتقد انها جندته لمساعدتها في نشر الاضطرابات |
| Neden bana Haven'a sorunları Mara'nın getirdiğini söylemedin? | Open Subtitles | ما الخطب دوايت ؟ لماذا لم تخبرني ان مارا مسئولة عن جلب الاضطرابات الى هايفن ؟ |
| sorunları Haven'a Audrey'nin getirdiğini bana söyledin mi? | Open Subtitles | هل أخبرتني أن أودري جلبت الاضطرابات لهايفن؟ |
| sorunları Mara başlattı. Belki durdurabilir de. | Open Subtitles | مارا بدأت الاضطرابات ربما تستطيع ايقافها |
| Görevim hakkında istediğine inanabilirsin Dwight ama Sorunlar inanılmaz şekilde eğlenceliler. | Open Subtitles | صدق ماتريد حول مهمتي دوايت ولكن الاضطرابات انهم مسلين بشكل لايصدق |
| Bay Barrow, Sorunlar ruhsal sebeplerle aktifleşiyorlar. | Open Subtitles | سيد بارو، الاضطرابات تتفعل من خلال حالة عاطفية. |
| Sorunlar hakkında herkesten çok şey biliyordu. | Open Subtitles | عرف أكثر بشأن الاضطرابات أكثر من أيّ شخص |
| Pekâlâ, yani şimdi içinde yüzlerce sorun var ve herhangi biri herhangi bir zamanda ortaya çıkabilir, öyle mi? | Open Subtitles | حسنًا، إذن ما تخبرني به أن لديك مئات الاضطرابات.. وفي أي وقت قد تخرج أحدهم منك؟ |
| Bedenimden bir sorun çıkarmamız gerek yoksa patlayacak. | Open Subtitles | جسدي بحاجة لاخراج الاضطرابات والا سينفجر |
| sorunlara karşı bağışıklığın olabilir ama buna karşı yok. | Open Subtitles | ربما تكونين حصينة من الاضطرابات 777 00: 38: 51,024 |
| Önemli olan tek şey Sorunların tedavi edilmesi. | Open Subtitles | الشيئ الوحيد الذي يهم هو معالجة الاضطرابات |
| Ama bize bu sorunu çözmemizde yardım edeceksen insanlar soru soracaktır. | Open Subtitles | ولكن ان كنت ستقومين بالمساعدة بحل الاضطرابات الناس ستعمل طرح الأسئلة |
| Sivil kargaşa tartışmasız durumu daha da şiddetlendirecektir. | Open Subtitles | والذي سيسبب بلا شك الاضطرابات المدنية لتفاقم الوضع |
| Eh, deneyimli bir gezgin olarak, türbülans için sana benim yöntemimi soyleyeyim | Open Subtitles | حسنا, بصفتي مسافرة مخضرمة هنا دعني اعطيك علاجي المناسب من اجل الاضطرابات |
| huzursuzluk, içeride durdurulsa ama düşman ülkede teşvik edilse, kullanılabilir mi? | Open Subtitles | فماذا لو أمكن تسخير الاضطرابات.. من الصعب كبح جماحها في بلدك ولكن ماذا عن اشعالها في أرض العدو؟ |
| Sorunlarla ilgisi olan bir gen bulmuş olabilirim. | Open Subtitles | ليس الان وانا ربما اكون قد وجدت الجينة يمكن أن تترافق مع الاضطرابات |
| Kuzey B merdivenlerinde bir karışıklık olduğuna dair rapor aldık. | Open Subtitles | لقد حصلنا على تقرير عن الاضطرابات في شمال "ب" للدرج |
| Yani, akıl hastalığı, bozukluklar, fobiler ya da sen nasıl söylüyorsan... | Open Subtitles | فالأمراض العقلية أو الاضطرابات أو الرهاب |
| sorunlu birinin, onu öldürmeden sorununu yok etmek neredeyse imkânsız. | Open Subtitles | انه من المستحيل تقريبا ازالة الاضطرابات بدون قتل شخص ما |
| İşte bu, son Romalıların burada, Britanya'da nasıl bir yuva bulduklarının... ve yıllarca süren kargaşadan sonra barışı getirmelerinin hikayesi. | Open Subtitles | وهذه كان آخر الرومان قد وجدوا لهم موطنا هنا فى بريطانيا وكيف بعد أعوام من الاضطرابات جَلبوا السلامَ |
| Tek bildiğimiz senin her zaman sorunlulara yardım ettiğin. | Open Subtitles | كل شيء يدل على أنكِ دومًا ما تساعدين اصحاب الاضطرابات |