| Temel olarak... hortumun... seni emdiği yerdir. | Open Subtitles | ان ذلك هو المقصود انه حيث الاعصار سوف يفتك بنا |
| Bilimadamları yıllardır hortumları araştırıyor... ama kimse hortumun iç yapısını bilmiyor. | Open Subtitles | العماء قاموا بدراسات عديدة عن الاعصار لكن لم يعرف منهم احد كيف يعمل |
| Anne, uykuya dalarsam kasırganın içime girip beni kısırlaştıracağından korkuyorum. | Open Subtitles | امي انا خائف اذا نمت ان يتسلل الاعصار ويقوم بإخصائي |
| Bulutlar böyle toplanmaya devam ederse çok sayıda Hortum patlayabilir. | Open Subtitles | اذا الخلايا استمرت فى التوسع سوف يحطم الاعصار كل الارقام القياسية له |
| Ve sonra Kasırga gelir, ... ... ev eski olduğu halden daha iyi durumdadır. | TED | ويأتي الاعصار ويكون المنزل في حال افضل من مايكون عليه في هذه الاوضاع |
| Kızlar okuldayken Freddy Teddy söyledi. Ama gözleri Fırtına gibidir. sayfaların arasında. | Open Subtitles | والفتيات بالكلية يسمونه فريدي الدب وفريدي الاعصار ما بين الأوراق |
| Senin son dövüşün bu Cumartesi Typhoon'a karşı olacak. | Open Subtitles | آخر قتال لك.. هذا السبت ضد الاعصار. |
| Chazz Michael Michaels buzla beslenen bir seks fırtınası. | Open Subtitles | تشاز مايكل مايكلز الاعصار الجنسي الملتهم للجليد |
| hortumun nasıl çalıştığını bilirsek bir uyarı sistemi tasarlayabiliriz. | Open Subtitles | ان تمكنا من معرفة كيف يعم الاعصار سنتمكن من تصميم نظام لانذار |
| hortumun önüne geçip yolunun üzerine koyacağız. Sonra Hortum bizi de yakalamadan kaçacağız. | Open Subtitles | نقف امام الاعصار ونضعها فى المنطقة المتوفع بها الدمار ونخرج بسرعة |
| Bunlar hortumun içine salındığında... rüzgar hızı, basınç ve sıcaklık hakkında aşağıya veri gönderecek. | Open Subtitles | وعندما تطلق داخل الاعصار سوف ترسل لنا معلومات عن سرعة الهواء والضغط |
| Bu hortumun peşine düşecek miyiz... | Open Subtitles | هل سنطارد الاعصار ام تريدون اللحاق بالذى يليه |
| Tek düşünebildiğim West'in oralarda biryerde bu Tanrı'nın unuttuğu batalıkta olduğu bizi bu kasırganın içinde süründürüp beklediğiydi. | Open Subtitles | كل ما كنت افكر فيه هل ويست بالخارج فى مكان ما هنا مستنقع يجعلنا نتحرك فى الاعصار بغضب منتظرنا |
| Şu anda Key West'te, yani kasırganın tam merkezindeyim Alex. | Open Subtitles | انا هنا فى كى ويست , فى المكان الذى ضربة الاعصار هذا الصباح الكس |
| Birkaç dakika önce... Canton'dan bir Hortum geçtiği doğrulandı. | Open Subtitles | تقرير يثبت ان الاعصار كان فى شمال شرق كانتون منذ لحظات |
| Kasırga devam ederse... | Open Subtitles | ذلك الاعصار القوى ما زال فى طريقه الى سافانا |
| Kasırga, kuzeybatı yönünde ilerlemeye devam ediyor. | Open Subtitles | ان الاعصار يواصل اندفاعه تجاه المنطقه الشماليه الغربيه |
| Fırtına durduğu zaman doktor hemen gelecek. | Open Subtitles | طبيب سيأتي على الفور بمجرد أن يمر الاعصار |
| Benim değerli dövüşçüm, Typhoon. | Open Subtitles | أقوى مقاتلي, الاعصار. |
| Çalışıyorum ama O New Orleans'tan yani herhangi bir şey için almak istediğimiz bilgi Katrina fırtınası yüzünden neredeyse imkânsız. | Open Subtitles | إنني احاول, ولكنه من نيو اوريلانز, لذلك الحصول على اي معلومة تخص اي شيء التي سبقت الاعصار كاترينا يكاد يكون مستحيلا. |
| Her HAB Tornado koridorunda F-5'e kadar dayanıklı. | Open Subtitles | الهاب كان فى مواجهة الاعصار |
| Twister filmi ne kadar acımasız bir şey olduğunu gösterdiğinden beri değilim. | Open Subtitles | انت لست واحدا من اثار العاصفة اليس كذلك ؟ ليس منذ ان كشف فيلم الاعصار" مدى فداحته" |
| Yıl 2008, Nargis Kasırgası ve sonuç, Myanmar'da 138.000 kişi öldü. | TED | في عام 2008، حصد الاعصار "نرجز" ومخلفاته ارواح 138,000شخص في ميانمار. |
| Geçen yazki kasırgadan sonra, gelip bütün olukları temizlemişti. | Open Subtitles | اعنى, الصيف الماضى بعد الاعصار أتى الى وقام بتنظيف كل المزاريب |