| Bu ülkedeki en Güçlü adamlara karşı elinde kanıt olacak. | Open Subtitles | سوف يكون لديك دليل ضد بعض الرجال الاقوياء فى البلاد |
| Bunları ele geçirmek için her şeyi yapacak çok Güçlü insanlar var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الاشخاص الاقوياء الذين سيفعلون المستحيل ليضعوا يدهم علي ذلك |
| En zengin adam dostları en Güçlü kişilerden oluşandır. | Open Subtitles | الرجل الذكى هو من يصادق الاصدقاء الاقوياء |
| Güçlü rakiplere karşı dövüşmeyi isterim! | Open Subtitles | صحيح ؟ من الممكن ان يكون منازلة الاقوياء |
| Merak etme tatlım, 500 Güçlü savaşçılı taburum... | Open Subtitles | لا تقلق يا عزيزي فرقتي تتكون من 500 محارب من الاقوياء |
| Ama bu teklifi kabul etmek yerine, Bay Riley gibi Güçlü bir adam duruşma yolunu seçti. | Open Subtitles | ولكن بدل ان يقبل العرض الاشخاص الاقوياء مثل سيد ريبلى , يردون المحاكمة |
| Her ne kadar tersineymiş gibi davransak da Güçlü, özgüvenli kadınların her zaman üzerimizde etkisi olacak. | Open Subtitles | مهما احببنا ان نتظاهر بشيء اّخر النساء الواثقات الاقوياء سوف يظللن لديهم قوه علينا. |
| Evet, gelmiş geçmiş en Güçlü cadıları bitirmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | نعم ، نحن من المفترض أن نهزم السحرة الاقوياء طوال الوقت |
| Dünyadaki en Güçlü insanlardan bazılarının bir çeşit komploya karıştığını iddia ediyordu. | Open Subtitles | تزعم ان البعض من القوم الاقوياء فى العالم متحدين فى مؤامره |
| Buralarda genç ve Güçlü bir dosta sahip olmak harika. | Open Subtitles | أنه لشياء رائع أن يكون لديك بعض الاصدقاء الاقوياء |
| O civardaki bazı Güçlü adamlardan çok para kazanmış. | Open Subtitles | هو قدم المال لكثير من الاشخاص الاقوياء هناك |
| Karşı tarafta konuştuğumuz konuda bize yardım edebilecek çok Güçlü bazı müşteriler var. | Open Subtitles | هناك بعض العملاء الاقوياء فى الجانب الاخر يمكنهم ان يساعدونا , ايجب ان نقول , اوضح وجهة نظرك؟ |
| Eğer öyleyse, Ferraro'nun üst kademelerdeki Güçlü arkadaşları bile onu koruyamaz. | Open Subtitles | لو كانت تلك هي القضية عندئذ ولا حتى اصدقاء فيريرو الاقوياء يقدرون على حمايته |
| Güçlü erkeklerin hep küçük kız kardeşleri olur. Ya da bir tane isterler. | Open Subtitles | الرجال الاقوياء دائمًا لديهم أخوات أو أحباب. |
| Bir süre önce bazı Güçlü insanlar ile karşılaştım. | Open Subtitles | في ذلك الوقت عدت بفضل بعض الناس الاقوياء |
| Ve bu kişi, Güçlü, yolsuz ve dolandırıcı politikacılar karşısında cesurca ayakta durmalı. | Open Subtitles | من سيقف بوجه الشوك الشائك، والسياسين الاقوياء |
| Güçlü tıp adamlarının soyundan geliyorum. | Open Subtitles | انا من سلالة طويلة من رجال الطب الاقوياء |
| Kendi hayal diyarıma gelecek olursak memleketinden olan Güçlü erkeklere karşı biseksüel. | Open Subtitles | وينتقل الى ارض خيلاتي الشخصية هو ثنائي الجنس بالنسبة . لرجال موطنه الاقوياء |
| Güçlü erkeklerin hep küçük kız kardeşleri olur. Ya da bir tane isterler. | Open Subtitles | الرجال الاقوياء دائمًا لديهم أخوات أو أحباب. |
| Ama CEO pozisyonuna seçilebilecek çok Güçlü adaylarımız var. | Open Subtitles | ولكن لدينا بعض المرشحين الاقوياء لمنصب الرئيس التنفيذي |