| Sana acı vermek için onu istediğim zaman istediğim dereceye getirme gücüne sahibim. | Open Subtitles | لدي القوه , ان اوقع بك الالم وقت ما أشاء وباي درجه اختار |
| Şu anda götümde çok büyük bir acı var. Böyle şeylerden hiç hoşlanmam. | Open Subtitles | الان انا لدي هذا الالم في مؤخرتي وانا لا احب اشياء في مؤخرتي |
| Çocuklarını bu kadar çok sevmenin ve onların evrenimizi bir kumaş gibi parçalayabileceklerini bilmenin nasıl bir acı olduğunu hayal edemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك ان تتخيل ما مدي الالم لان تحصل على مثل هذا الحب لاولادك ويمكن لهذا ان يقطع البناء لهذا الكون |
| O derece acıyı hissetmek... Hiçbir zaman psikolojik olarak iyileşemeyecek. | Open Subtitles | الشعور بهذا المستوى من الالم إنه لن يَتعافى نفسيا أبدا |
| - Senin yüzünden bir kaç saniyelik fiziksel acıya katlanan adam sonsuz acıya da katlanır | Open Subtitles | او ان الرجل الذى سبب لك معاناه لايمكن وصفها قد تحمل بعض الثوانى من الالم الجسدى |
| Korkunun verdiği acı gerçek acıdan her zaman daha fazla olur. | Open Subtitles | بالاضافة انه الخوف من الالم الذي دائما يكون أكبر من الحقيقة |
| acının üstesinden gelebilmek için kararlı olmalısın Bob. | Open Subtitles | يجب عليك أن تمتلك القوة لتسبب الالم يا بوب |
| İkinci şok aynen onun gibi acı verir, ve üç ve dört ve de beş de. | TED | والثانية بنفس الحدة من الالم والثالثة والرابعة والخامسة اكثر إيلاماً |
| Bununla ilgili en aşırı örnekte bazı vakalarda normal koşullar altında acı olarak hissedilen şey hazza dönüşür. | TED | ولكن المثال الاكثر تطرفاً هو اننا في بعض الحالات وضمن شروط معينة نستطيع ان نحول الالم الى سعادة |
| Açıkcası, Beijing'de piyasadaki kerestenin fiyatına eğer gerçek anlamda Çin toplumunun yaşadığı acı ve maliyetler eklenmiş olsa idi bu fiyatın şimdikinin iki-üç katı olması gerekirdi. | TED | لذلك في الواقع, قيمة الخشب في سوق بكين يجب ان تكون ثلاثة اضعاف قيمتها لتعكس الالم والتكاليف الحقيقية للمجتمع في الصين |
| acı ve keder yere batacak, ve her şey yenilenecek... çünkü Tanrının oğlu dirildi. | Open Subtitles | سيدفن الالم و الحزن فى الارض و سيكون كل شئ جديدا لأن ابن الرب قد قام من الموت |
| Çok acı çekiyor mudur? | Open Subtitles | هل تعتقدين انه يعانى كثيرا من الالم , سيده مارتا ؟ |
| en çok o zaman yaşadığımı hissettim... ölümle yüzleşirken... acıyı yaşarken. | Open Subtitles | غالبا اشعر اني علي قيد الحياة مواجهة الموت, معاناة الالم |
| Sadece acı çeken... kendisine yüklenen acıyı anlayabilir. | Open Subtitles | فقط الشخص الذي عانى يفهم الالم الذي اصابه |
| Özgür bırakıldığımızda acıyı reddetmeyi seçebilecektik, aynen onların yaptığı gibi. | Open Subtitles | ولو لدينا حرية الاختيار لاخترت تجاهل الالم مثلما يفعلون |
| Bütün acıya katlanmaya çalışırdım. | Open Subtitles | اعتدت ان احاول وادعي اني احلم خلال كل الالم |
| Hangi yollar acıdan geçen? kırılganlığın hangi kavşak, geçit ve gişeleri? | TED | ماهي المسارات من خلال الالم , ماهي منعطفات الضعف , ماهو العابر وماهو المتصدي ؟ |
| acının üstesinden gelebilmek için kararlı olmalısın, Bob. | Open Subtitles | يجب عليك أن تمتلك القوة لتسبب الالم يا بوب |
| Şimdi söyle bana, var olmayan bir kadın ne çeşit bir Ağrı çekebilir? | Open Subtitles | الان , اي نوع من الالم يمكن لامراه غير موجوده ان تشعر به؟ |
| acıyla iki büklüm oluyorlar ve bayılıyorlar. Sonra da bilinçsiz kalıyorlar. | Open Subtitles | هم يبدون فقط يتضاعف عندهم الالم ويغمى عليهم ويفقدون الوعى. |
| Tanrıya, çektiği acıları anlatıp bu acılara son vermesini istiyordu. | Open Subtitles | تتحدث الي الله عن الالم الذي ازالته من الناس و تصلي كي يمحوه |
| Her nasıl bir kronik sırt ağrısı varsa, sizin tedavi sürecinizde başladı, doğru mu? | Open Subtitles | مهما كان نوع الالم الدائم في ظهره لقد بدأ على يدك اليس كذلك؟ |
| acını hissedebildiğimi söylemek isterdim fakat yapamam. | Open Subtitles | استطيع ان اخبرك اننى اسبب لك الالم لكننى |
| Çoğu zaman ağrıyı bir hastalığın belirtisi olarak düşünürsünüz. Ve bu genelde doğrudur da. | TED | الان في اغلب الاوقات تظنون ان الالم عرض لمرض ما وهذا صحيح في معظم الاوقات |
| Bir yerin acıyor mu söyle. | Open Subtitles | اخبرنى اين مكان الالم هل رأيت هذا لا |
| acısını aşamadı, bu kaçırma o zamandan berimiydi? | Open Subtitles | فان لم يتحمل الالم و وكان هذا مفقودا منذ ذلك الحين. |
| Çünkü acın zamanla geçer ama aşkın sonsuza kadar yaşar. | Open Subtitles | لأن الالم يتلاشى شيئاً فشيئاً لكن يدوم الحب |
| ağrım dayanılmaz olduğunda bile hep evde olduğumu düşündüm. | Open Subtitles | حتى فى حالة الالم الحاد كنت افكر فى وطنى |