| Marshmallows'ları yangını söndürmeye göndermeleri gibi! | Open Subtitles | الامر اشبه بإرسال حلوى مارشملو لأطفاء الشعله |
| Duymak istediğimiz konuşmaların yönünü kendi ayarlayan otomatik antenler gibi. | Open Subtitles | اجل, اجل, الامر اشبه بتوجيهك لاذنك للمكأن الذي تريد سماع الصوت به |
| Kesinlikle onlar bişeyleri biliyor Hayattaki herşey işemek gibi | Open Subtitles | ولكن هناك شيئا على مستى عال لا نفهمه الامر اشبه باي شئ اخر في الحياة التبول ايضا يمكن ان يكون له عواقبه |
| Sanki o güzel çocuğu yaptık ama ben hâlâ ne yapacağımı bilmiyorum gibi. | Open Subtitles | الامر اشبه بأننا أتينا بتلك الطفلة الجميلة و لا ازال لا اعرف ما أنا فاعل بحق الجحيم |
| Havuza düştüğünde saatinin çalışmasının durması gibi. | Open Subtitles | الامر اشبه بالسقوط في المسبح و تتوقف ساعتك عن العمل |
| Kim onu, süren bir davada basına açıklama yapmış gibi gösterdi? | Open Subtitles | بدا الامر اشبه بــ انه كان يعلق على قضية مفتوحة؟ |
| Biri o arabanın önüne atlamış gibi görünecek şekilde planladı. | Open Subtitles | شخصاً ما خطط لذلك ليبدو الامر اشبه وأنها قفزت |
| Ama sanki kayıtlarım silinmiş falan gibi. | Open Subtitles | ولكن كان الامر اشبه بكابوس أو شيئا كهذا |
| Sinemaya mı gidersin film izlemeye mi demek gibi. | Open Subtitles | الامر اشبه بقول: "هل نذهب إلى قاعة السينما؟" أو "هل تذهب لمشاهدة فيلم؟" |
| Aralarında erkek arkadaş kız arkadaş gibi bir şey var. | Open Subtitles | الامر اشبه بعلاقة "حبيب-حبيبة" يجري بينهما |
| Böyle sanki mürekkep soluyormuşum gibi hissettim. | Open Subtitles | وكان الامر اشبه بأنني اتنفس حبراً |
| Bedeni yine kirlendi. Ona yeniden zehir veriyor gibi. | Open Subtitles | جسده قذر مجددا الامر اشبه باعطائه سماً |
| Bir tür yer değiştirmek gibi. | Open Subtitles | الامر اشبه بتغير المقاعد |
| Burası kütüphane gibi. | Open Subtitles | الامر اشبه بمكتبة هنا |
| Bu, çatlak bir mağara gibi. | Open Subtitles | الامر اشبه بمخدرات دين |