| Seni tekrar görmek güzeldi ve haberler için sağ ol. | Open Subtitles | انه لجميل ان اراك ثانية و شكرا على الانباء |
| Noel'e bayılıyorum. Keyif dolu iyi haberler demek. | Open Subtitles | انا فقط احب الكريسمس انه كله حول الانباء الساره والاعمال الخيريه |
| Duyduğuma göre yerimize haberler yayınlanabilirmiş. | Open Subtitles | حسنا ، أنا سمعت أن قد حصل صدام لهذه الانباء |
| Aslında, kötü haberlerim var. | Open Subtitles | في الواقع ، لقد قليلا من الانباء السيئة. |
| Bayım, korkarım size kötü haberlerim var. | Open Subtitles | سيدي , أخشى ان لدي بعض الانباء السيئة. |
| Ve ertesi sabah askersiz bir buharlının geldiği haberi tüm kasabaya yayılacak. | Open Subtitles | منخفضا و ستكون الانباء فى المدينة كلها عند الصباح أن السفينة البخارية وصلت بدون جيشا |
| Haberlere çıktı hiç bitmiyor | Open Subtitles | كان على هذه الانباء. انه لا ينتهي أبدا. لا شيء من ذلك. |
| Küçük bir kıza bazı kötü haberler vereceğim. | Open Subtitles | علي أن أذهب حقا و أقول لفتاة صغيرة بعض الانباء السيئة جدا |
| - İyi haberi aldım. - haberler kötü. | Open Subtitles | لقد سمعت الانباء السارة انها أنباء سيئة |
| Madison, bana güzel haberler ver. | Open Subtitles | ماديسون ، إعطيني بعض الانباء الجيدة |
| - haberler nasıl? | Open Subtitles | ما هى الانباء ؟ |
| Ve şimdi Amerikan ordusunun onayladığı en son haberler. | Open Subtitles | لقد عدنا , إليكم الانباء |
| - Bana biraz iyi haberler ver, lütfen. - Maalesef. | Open Subtitles | اخبرني ببعض الانباء الجيده .. |
| Bu ulusal haberler. | Open Subtitles | انها الانباء الوطنية. |
| Size kötü haberlerim var. | Open Subtitles | -ادميرال , لدى بعض الانباء السيئه حقا |
| Benim de çok iyi haberlerim var. | Open Subtitles | لدى بعض الانباء الساره لى |
| Komutanım, haberlerim var. | Open Subtitles | القائد ، لقد الانباء. |
| döşemenin altınnda. Hey, Alvin, Sana kötü haberlerim var. | Open Subtitles | (هيي، (آلفين لديّ بعض الانباء السيئة من أجلك |
| Sadece ne olduğunu herkese duyuruyorlar. Kötü haberi. | Open Subtitles | انهم يخبرون الجميع بما حدث هذا ما فى الامر , الانباء السيئه |
| -İyi haberi aldım. -Haberler kötü. | Open Subtitles | لقد سمعت الانباء السارة انها أنباء سيئة |
| Konuyla ilgili Haberlere göre bölge yerlisi bir kadın olan Kimberly Guerin'in Ivanhoe'daki dairesinde öldürüldükten sonra sonra civardaki bir tarlaya taşındığını bildirdi. | Open Subtitles | وفي الانباء ماجاء عن الشرطة امراءة محلي تدعى كيمبرلي غيران، انه قتلت في شقتها في ايفهنو |