| Ama söylemem gereken, eğer bir birleşme düşünüyorsan, bazı harika fikirlerim var. | Open Subtitles | ولكن يجب أن اخبرك لو ان الاندماج سيفشل توصلت إلى تطورات عظيمة |
| Bu şubeden çok etkilendik ve bu birleşme için çok heyecanlıyız. | Open Subtitles | نحن مندهشون جدا بهذا الفرع ونحن متحمسون جدا بشأن هذا الاندماج |
| Conley White'la birleşme işi bitince... ve bizim departman ayrılınca... zengin olacağız. | Open Subtitles | إذا كان الاندماج مع كونلي وايت هو، سوف مجموعتنا تصبح مستقلة وسنكون الغنية. |
| Bir noktada, böyle bir topun sıcaklığı nükleer füzyon için yeterli duruma geldi. | TED | عند نقطة ما، كان قلب الكرة أصبح ساخناً بالقدر الكافي لحدوث الاندماج النووي. |
| Başka bir işi var, her neyse; ama onda da ortama Uyum sağlamaya çalışıyor. | TED | حصلت على العمل الاخر، أيا كان قد يكون، لكنها تحاول الاندماج فيه أيضا. |
| Yer çekimi gaz bulutlarını milyonlarca yıl sıkıştırdı ta ki merkezin derinliklerinde hidrojen füzyonu oluşturacak kadar sıcak hale gelene dek. | Open Subtitles | الجاذبية ضغطت سحب الهيدروجين على مر ملايين السنين إلى أن أصبح الغاز في المركز ساخناً . بما فيه الكفاية لحدوث الاندماج |
| Bu birleşme, donanım ve yazılım, nakit akışı ve finanse gereksinimi arasındaki uyumla ilgili. | Open Subtitles | هذا الاندماج هو تضافر الجهود بين المادية وغير المادية، وبين النقد |
| - Bu birleşme bir araç.Benim düşünceme göre-- | Open Subtitles | وهذا الاندماج تقديرى وربما هذا الاندماج هو الطريق |
| birleşme işini konuşacağınız zaman beni arayın. Bir dakika! | Open Subtitles | عندما تكونوا مستعدون لمناقشة الاندماج نادوني |
| Lütfen birleşme dokümanlarınızın 5. sayfasını açar mısınız? | Open Subtitles | إذا سمحتم جميعاً،أفتحوا الصفحة الخامسة من ملفات الاندماج بين الشركتين |
| Bu birleşme beni hiç olmak istemediğim kadar ünlü yaptı. | Open Subtitles | هذا الاندماج جعلني أكثر شهرة ممّا كنت أتصوّره |
| Bu birleşme şirket için çok önemli. | Open Subtitles | عملية الاندماج تلك هامةٌ للغاية إلى الشركة |
| Bu olası birleşme ne getirirse getirsin, durumun iyi senin. | Open Subtitles | أيا كان الناتج من الاندماج المزمع أنت بخير |
| - Konuşmana bakılırsa birleşme seçeneği masadan kalktı. | Open Subtitles | ان موضوع الاندماج انتهى لم اخذ الموضوع بعين الاعتبار |
| Fransızlarla birleşme konusunda desteğimi istiyorsan şartım bu. | Open Subtitles | تريد موافقتي على هذا الاندماج مع الفرنسيين. هذا هو حالتي. |
| Diyelim ki eğer füzyon fiziği evrene şifrelenmişse, yaşamın fiziği de aynı şekilde olabilir. | TED | دعونا نقل لو أن فيزياء الاندماج النووى مختزنة فى الكون ، فلربما كانت فيزياء الحياة هى الأخرى كذلك. |
| ama bu noktada nükleer füzyon artık yeterince enerji salmaz ve çekirdekten gelen basınç yavaşça azalır. | TED | على أية حال، يصل الاندماج النووي إلى نقطة لا ينتج بها طاقة كافية، ويتلاشى بعدها الضغط من النواة. |
| Uyum sağlayamayan bir insanı anlatıyor. | TED | وأعني، أنها نوعاً ما تدل على شخص أضاع فرصة الاندماج والانسجام. |
| Gizli nükleer füzyonu değil ya! Lemon. Annabeth, ben, Lemon... | Open Subtitles | ليس سر الاندماج النووي ليمون , أنابيث اوه , رباه |
| Kaynaşma süreci çok iyi gidiyor benim için. | Open Subtitles | عمليّة الاندماج تسري كما يرام معنا حقًّا. |
| Neyse, bu Birleşmeden daha memnun olamazdım. | Open Subtitles | على أي حال ، أنا أكثر سعادة بهذا الاندماج |
| Bu birleşmenin doğuracağı borç yükünden dolayı nakit kaybına yol açan birkaç bölüm yeniden yapılandırılmalı. | Open Subtitles | الآن، باتريك، عبء الديون بعد هذا الاندماج ستتراكم مما يجعل من الضرورى إعادة هيكلة بعض الأقسام مما سيوفر بعض السيولة فى البنوك |