| Gülmek stres arttıran kortizon, adrenalin ve dopamin gibi hormonların seviyesini düşürürken endorfin gibi ruh halini düzelten hormonların seviyesini yükseltir ve tansiyonu düşürür. | TED | والابتسام يساعدك في تقليل الهرمونات الناتجة عن للتوتر مثل الكورتزول والادرلينالين والدوبامين ويرفع الابتسام دفق هرمونات السعادة مثل الاندورفين ويقلل بصورة عامة ضغط الدم |
| Kabaca konuşursak eroin tükürük bezlerini etkileyerek endorfin üretir endorfin sayesinde hormonlar inanılmaz bir mutluluk hisseder. | Open Subtitles | الهيروين يحفز الغدة النخامية لكي تفرز الاندورفين والاندورفين هو هرمون يخلق حساً رائعاً من السعادة |
| endorfin salgılamanın başka bir yolunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن هناك طريقة أخرى للحصول على الذهاب الاندورفين. |
| Sana söylediğim gibi, endorfin hormonlarım çalışmıyor ve benim koşu sonrası bir mutluluk yaşamam mümkün değil. | Open Subtitles | أخبرتكَ أن الاندورفين لا يؤثرُ بي وأي شخص وعدني بأني سأجري بشكلُ أسرع مُجرد هراء |
| Bir endorfin kokteyli ve sevgili arkadaşım lorazepam, senin Catherine allerjili kıçını değerlendirirken seni sakin tutar. | Open Subtitles | مزيج من الاندورفين وصديقتي العزيزة ورازيبام لتبقيك هادئا بينما افحصك واقيم الحالة حالة حساسيتك ضد كاثرين |
| Ayrıca endorfin pompalanmasını sağlıyor. | Open Subtitles | وما هو أكثر من ذلك ، فإنه يجعل الاندورفين القديم يضخ |
| Ancak ondan önce endorfin salgılamak istersen, kendini iyi hissettirecek başka yollar da biliyorum. | Open Subtitles | ولكن إذا كنت في حاجة لاطلاق سراح بعض الاندورفين قبل ذلك أنا أعرف بعض الطرق الأخرى لتجعلك تشعرى بالذه. |
| Siz ona endorfin diyorsunuz. | Open Subtitles | إنه نادر وغير شرعي ما تسمونه الاندورفين |
| endorfin'in büyüsü işte. | Open Subtitles | سحر الاندورفين (انزيم يفرز عند الرياضة ويجلب الراحة والسعادة) |
| Bu endorfin. | Open Subtitles | إنه الاندورفين |