| Hatta derin uzayda büyük patlamalar kuyruklu yıldızları parçalarına ayırabilir. | Open Subtitles | حتى في أغوار الفضاء الانفجارات الضخمة قد تمزّق المذنّبات إربًا |
| patlamalar. Hissetmiş olmalısınız. Tek çıkış yolu ileride! | Open Subtitles | الانفجارات حتما شعرت بها الطريق الوحيد للخروج هو أمامنا |
| Birkaç cinayet ve birkaç güzel patlama. | Open Subtitles | اكيد,جرائم قليلة واثنين من الانفجارات الجميلة. |
| Bu patlama kuvvetinin çekirdekteki nükleer reaksiyonlardan geldiğini düşünebilirsiniz. | Open Subtitles | ربما تعتقد أن سبب هذه الانفجارات هي التفاعلات النووية داخل الشمس |
| Bu tarz bir şişkinlik duygusal patlamalara ve ve ayrıca... | Open Subtitles | هذا النوع من التورم يمكن أن يسبب الانفجارات العاطفية والتي و. والتي |
| Devasa Güneş patlamaları uydularımızı ya da elektrik ekipmanlarımızı karıştırabilir. Ama sizi öldürme ihtimalleri oldukça zayıftır. | TED | قد تسبب الانفجارات الشمسية مشاكل لأقمارنا الصناعية ولتجهيزاتنا الكهربائية، لكن احتمالات أن تقتلك هي جد ضئيلة. |
| Depremden, kasıragadan veya volkanik Patlamalardan farklı olarak asteroid etkileri tam olarak tahmin edilebilir ve engellenebilir. | TED | على عكس الزلازل والأعاصير أو الانفجارات البركانية، يمكن توقع تأثير الكويكب على وجه الدقة ويمكن ردعه. |
| Doğu sahilindeki patlamalar 200 megaton nükleer bombaya eşitti. | Open Subtitles | الانفجارات على الساحل الشرقي كانت تساوي ل 200 ميغاطن من الرؤوس النووية |
| Büyük patlamalar ve kısmi çıplaklık olan acımasız bir gelecekti. | Open Subtitles | انه مستقبل يحوي الكثير من الانفجارات والتعري |
| patlamalar, neredeyse bir anda oluveren kimyasal tepkimelerin bir sonucudur. | Open Subtitles | الانفجارات نتيجة للتفاعل الكميائي الذي يحدث في لحظات. |
| Ama patlamalar ana güzergahlardaki giriş ve çıkışı kapattı. | Open Subtitles | لكن الانفجارات تسببت في قطع كافة الطرق الرئيسية من وإلى المدينة |
| Ve bunu anlamak oldukça zor çünkü geleneksel patlamalar bu şekilde davranmıyor. | Open Subtitles | وهذا يعني أن الانفجار الكوني كان متكاملاً بشكل لا يصدق ويصعب فهم هذا لأن الانفجارات التقليدية لا تفعل هذا |
| Ancak şimdi biliyoruz ki evrende bazı büyük patlamalar arkalarında bir kalıntı bırakmaktadırlar. | Open Subtitles | لكننا نعلم الآن أن بعض أضخم الانفجارات في الكون تخلّف بقايا وراءها |
| Hayır, ama büyük bir patlama olacak. | Open Subtitles | لا .. لكن سيكون هنالك الكثير من الانفجارات الضخمة |
| Saldırılardan hemen sonra patlama bölgeleri, bombalardaki nükleer materyalin kaynağını bulmak için ordu tarafından incelendi. | Open Subtitles | كما تعلم , مباشرة بعد الانفجارات تم اختبار ال23 مواقع الأنفجارات بواسطة الجيش لتقرير مادة الانشطار الاصلية بالقنابل |
| Aslında evrenin şaşırtıcı olan düzenin anlamak zor çünkü patlama nedeniyle bilindik şekilde farklıIık gösteriyor. | Open Subtitles | الكون الذي نراه الآن هو في الواقع منتظم بشكل لا يصدق ويصعب فهم هذا لأن الانفجارات التقليدية لا تفعل هذا |
| 900 kilo TNT'ye eşdeğer patlama hafifletme ve radyasyon kalkanı sağlıyor. | Open Subtitles | انه يقاوم الانفجارات الخفيفة و يحجب الاشعاعات أو ما يعادل 2000 رطل من المتفجرات |
| Onlar patlamalara karşı eğitimliydi. | Open Subtitles | إنهم ممرنون لمواجهة الانفجارات |
| Hayatını, bombaların şehrine düşüşünü ve patlamaları duyarak geçirmişti. | TED | لقد عاشت قصف بلدتها بالقنابل؛ وعاشت حدوث الانفجارات. |
| Patlamalardan bazılarının bıraktığı izler, Dünya'nın kendisinden büyüktü. | Open Subtitles | بعض من الانفجارات خلفت حفراً أكبر من الأرض ذاتها. |
| Bu patlamadan sonra iyi bir tepki göstermediler. | Open Subtitles | شيئان اخاف لنهما لا يتفاعلان جيدا مع الانفجارات |
| Ama bir sürü patlamanın ve otomatik silahların olduğu büyük bir Hollywood filmi düşünün. | TED | لكن تخيّلوا فيلمًا سينمائيًّا ضخمًا، مليئًا بأصوات الانفجارات والأسلحة الرشّاشة. |
| Bu patlamaların gücü kuyruklu yıldızı tepe taklak eder. | Open Subtitles | قوّة تلك الانفجارات تجعل المذنّب ينطلق مضطربًا |