| Ama Hernandez'i öldürürsem, ya tecride ya da idama giderim. | Open Subtitles | لكني إن قَتَلتُ هيرنانديز سأذهبُ إلى الانفرادي أو وَحدَة الإعدام |
| Ha beni tecride koymuşlar, ha döverek öldürmüşler. | Open Subtitles | يُريدونَ وَضعي في الانفرادي من الأفضلِ أن يَضربوني حتى أموت |
| tecride döneceksin, hiçbir mahkûm sana zarar veremez. | Open Subtitles | ستَعود إلى الانفرادي حيثُ لا يُمكنُ لأي سَجين أن يُؤذيك |
| - Kalan zamanında da, tecritte yat. Açın. | Open Subtitles | يمكنك قضاء وقتك المتبقي في السجن الانفرادي, افتح الباب |
| Müdür programa katılacağın zaman... seni tecritten çıkartmayı kabul etti. | Open Subtitles | وافقَ الآمِر على إخراجِكَ من الانفرادي بينما تُشارِك في البرنامِج |
| Ama sanırım tecrit cezası için iyi bir eğitim oldu. | Open Subtitles | و لكن أفترض أن ذلك كان تدريب جيدا للحبس الانفرادي |
| Bizi bununla görürlerse ikimiz de direk SHU'ya gideriz. | Open Subtitles | لو رأونا بهذا, سيذهب كلتانا الى الانفرادي |
| Bir mahkûmu tecride koymak ona kendisiyle yüzleşme fırsatı veriyordu. | Open Subtitles | وَضعُ المُجرِم في الانفرادي يُعطيهِ وَقتاً للتفكير الهادئ |
| Biliyorsun, Glynn kızının tecavüzcüsü hakkında beni sıkıştırmaya başlamıştı, ve beni tecride atmıştı. | Open Subtitles | تَعلَم، غلين بدَأَ يُضايقُني حَولَ مَن اغتصَبَ ابنَتَهُ لذلكَ وَضَعني في الانفرادي |
| Müdür senin elebaşı olduğunu öğrenirse, seni tecride gönderir. | Open Subtitles | لو علِمَ الآمِر بأنكَ المَسؤول سيُرسلكَ إلى الانفرادي |
| İşi yine batırırsan, seni tekrar tecride gönderirim. | Open Subtitles | لو أخفقتَ ثانيةً، سأعيدك إلى الانفرادي مجدداً |
| Seni hemen tecride geri göndereceğim. | Open Subtitles | اللعنَة، ربما سأُعيدُكَ إلى الانفرادي حالاً |
| Uyuşturucu işiyle ilgili filan bilgi vermezsem, beni tekrar tecride koyacağını söylüyor. | Open Subtitles | قالَ إن لَم أُعطهِ معلومات عَن المُخدرات و ما شابَه سأذهَب إلى الانفرادي مُجدداً |
| Büyükbabam 40 senedir Oz'daydı, son yarısını da tecritte geçirdi. | Open Subtitles | تعلَم، كانَ جَدي في سجنِ أوز لأربعينَ سنة أمضى النِصف الأخير في الانفرادي |
| Şu anda tecritte bulunan dört tane Katolik var. | Open Subtitles | هُناكَ حالياً أربعَة مساجين كاثوليكيين في الانفرادي |
| Alvarez bir gardiyanı kör ettiğinden beri tecritte. | Open Subtitles | ما يزال ألفاريز في الانفرادي بعدَ أن أعمى ضابطاً |
| tecritten nasıl çıkmayı başardığını anlatarak başlayabilirsin. | Open Subtitles | يُمكنكَ البَدء بإخباري ما الذي تَفعلُهُ خارِج الانفرادي |
| Seni tecritten çıkartacak olursam eğer, bana diğerleri hakkında bilgi vereceğini söylemiştin. | Open Subtitles | أخبَرتني أني لو أخرجتُك من الانفرادي بأنكَ ستوشي بالسُجناء الآخَرين، و تكون مٌخبري |
| tecritten çıktım ve dışarıda kalmak istiyorum, ben de düşündüm de bunu sağlamak için en iyi yöntem... kavga etmemem. | Open Subtitles | حسناً، لقد خرجتُ من الانفرادي و أُريدُ البقاء خارِجَه لِذا أظنُ أنَ أفضَل شيء عليَ فِعلَه هوَ تجنُّب أيَة... مُهاترات |
| Çünkü tecrit cezasından nasıl ve ne zaman kurtulabileceğin bana bağlı. | Open Subtitles | لأنكَ تعرِف أنه يعودُ إلي متى أو إذا ما كُنتَ ستخرُج من الحبس الانفرادي |
| Cezalandırıldılar. SHU'ya gönderildiler. | Open Subtitles | يعاقبونهن بإرسالهن الى الانفرادي |
| Riker Adası'ndayken hücre cezası çok ağırdı. | TED | عندما كنت في سجن جزيرة رايركرز، كان أسوأ شيء الحبس الانفرادي. |
| - Sorun su; eger Pope'a seni kimin yaktigini söylemezsen seni tekrar Tekli Hücreye gönderecek. | Open Subtitles | المشكلة هي إن لم تخبر المدير بمن أحرقك سيعيدك للحبس الانفرادي |
| Tecridi boş ver. | Open Subtitles | انسوا الانفرادي. |