| Hepsi onun suçuydu. Ben kağıtları arıyordum. | Open Subtitles | كنت ابحث عن الاوراق انا لم المسك ابدا , اليس كذلك ؟ |
| Bir kulüp değil yani ama haftada bir kağıt da oynuyoruz. | Open Subtitles | ليس بملهى ليلي , بالتحديد و لكننا نلعب الاوراق مرة بالاسبوع |
| McFarland o gece evrakları inceledikten sonra onları tekrar mühürledi. | Open Subtitles | بعد ان فحص ماكفرلاند الاوراق تلك الليلة فقد ختمهم |
| evrak işleri, güvenlikte takılmaya başlayınca, insanlar uçaklarını kaçırmaya başlayacak. | Open Subtitles | لذالك عندما تتوقف الاوراق عند الامن والناس تبدأ بفقدان رحلاتها |
| Gerekli kağıtlar yanımda olmalı. | Open Subtitles | أنا اعتقد ان لدي مايكفي من الاوراق المهمه هل هنا حماما للسيدات؟ |
| Yaprak, kenarlarını yukarı döndürerek herhangi bir rakibin önünü kapatmış olur. | Open Subtitles | فخاخ هذه العائلةِ الآسيويةِ لنباتاتِ الإبريقِ مرة اخرة تقوم بتعديل الاوراق |
| Bu korkutucuydu. Üzerimize yapraklar ve keskin bir koku yağdı. | TED | وكانت مخيفة. وقد تناثرت علينا الاوراق والشظايا |
| Ashley o kağıtları almış olsa bile dedektifi öldürmüş olamaz. | Open Subtitles | حتى ولو كانت أشلى سرقت الاوراق فلا يمكن ان تكون هى قاتلة المحقق |
| öncelikle , kağıtları imzalamaya hazır olup olmadığını sorun. | Open Subtitles | قبل كل شئ ,اسئله, هل هو جاهز لتوقيع الاوراق ؟ |
| Sekreter kağıtları düzenlemeye gelmiş. | Open Subtitles | السكرتيرة مرت هنا لأخذ بعض الاوراق فى الصباح. يالها من صدمة. |
| Durmadan kağıt parçalayan ve ailesinin kağıt parçalamasını bıraktırmak için her türlü doktora götürdüğü bir çocuğun hikâyesi var. | Open Subtitles | هناك قصة لطفل صغير يستمر في تقطيع الورق و والديه ذهبوا به لكل الاطباء ليجعلوه يتوقف عن تقطيع الاوراق |
| Cama dokunma ve cama yaklaşma. Ona kağıt dışında bir şey verme. | Open Subtitles | لا تقتلابى من الزجاج او تلمسيه لا تمررين له شيئا الا الاوراق العاديه |
| evrakları derhal yollayacağım. Hoşça kal. Ve John. | Open Subtitles | سأرسل الاوراق مباشره، إلى اللقاء البرازيل وهذا جون |
| evrakları düzenlemek, müşterileri memnun etmek ressamları şımartmak, öğle yemeğimi almak, iş tanımının dâhilinde. | Open Subtitles | العمل يتضمن كل شئ من ملئ الاوراق الى ابقاء العملاء سعداء والرسامين مدللين الى احضار غدائي |
| Laboratuara gelir gelmez, en gençleri olmasına rağmen sahte evrak hazırlamada bir problem olduğu hemen anladı. | TED | ما ان وصل الى المختبر ورغم انه كان الاصغر الا انه على الفور استطاع اكتشاف مشكلة في صناعة الاوراق المزورة |
| - Bu durumda tüm kağıtlar kralın vekiline gönderilmeli | Open Subtitles | وكل الاوراق فى الحافظه يجب ارسالها للنائب الملكى |
| Çivit rengi Yaprak sapları üzerinde ince toz şeklinde bulunurdu. | Open Subtitles | كانت صبغة اللون النيلي في مسحوق ناعم على جذوع الاوراق |
| Yârimin gözleri süzerken, şarkımızı mırıldanın ey dallar ve yapraklar. | Open Subtitles | حيث تهمس الاوراق الاغصان بأغنيه حبنا عندما انظر في عينا حبي الحقيقي |
| Bazı belgeler getirdim, imzalaması şart. | Open Subtitles | لدي بعض الاوراق من المهم ان يقوم بتوقيعها |
| Hayatının 30 yılında, sahte evraklar hazırladı-- asla kendisi için değil, her zaman başka insanlar için, zulüm gören ve ezilenlerin yardımına koştu. | TED | لمدة ثلاثين عاماً من حياته كان والدي يزور الاوراق الرسمية لا لنفسه بل للآخرين لقد غدا عون المضطهدين والمظلومين |
| Ve bütün yaprakları topladığınızda garaja gidip havuz için bir örtü alıyorsunuz. | Open Subtitles | وعندما تنتهون من التقاط جميع الاوراق ستذهبون الى المرآب وتحضرون غطاء للبركة |
| Ilık ormanlarda dökülen yaprakların birikmesi zengin besin kaynakları yaratır. | Open Subtitles | في الغاباتِ المعتدلةِ،تخلق فضلاتِ الاوراق مخازنُ غنيةُ مِنْ المواد المغذية |
| Sizin için gerekli Belgeleri sağlayacağım. Çünkü bu kart artık faydasız. | Open Subtitles | سآخذ الاوراق المهمه لان هذه البطاقه لم تعد صالحه بعد الان |
| Resim yapmak için biraz kâğıt ve renkli kalem alabilir miyim? | Open Subtitles | هل بأمكاني الحصول عل بعض الاوراق والاقلام الملونة لأرسم بها ؟ |
| Gerekli kâğıtları alacağım, çünkü bu kart artık işe yaramıyor. | Open Subtitles | سآخذ الاوراق المهمه لان هذه البطاقه لم تعد صالحه بعد الان |