| Tropikal türler şimdi de soğuk suların zorbalığıyla istila ediliyor. | Open Subtitles | الشعب المرجانيه الموسميه تتعرض الى اجتياح من قوة المياه البارده |
| soğuk suyunla, sıcak bir gülümseme getiriyorsun. | Open Subtitles | أنت تجلبين إبتسامه دافئه مع مياهك البارده |
| soğuk suyunla sıcak bir gülümseme getiriyorsun. | Open Subtitles | أنت تجلبين إبتسامه دافئه مع مياهك البارده |
| İstanbul'daki soğuk savaş uzun süre soğuk kalmayacak. | Open Subtitles | الحرب البارده فى أسطنبول لن تظل بارده لأكثر من هذا |
| Ama tenorumu soğuk suda çalıştırıyorsunuz. | Open Subtitles | لكنك ستحصل على صوتى أنا فقط للعمل فى المياه البارده |
| Ancak kuzeyden soğuk rüzgarlar esmeye devam ediyordu ve zaman hala ondan yanaydı. | Open Subtitles | لكن الوقت كان ما يزال حليفه بعد بدء رياح الشتاء البارده فى الهبوب من جهة الشمال |
| KGB, soğuk savaş, özel kuvvetler, yeter artık, kafi! | Open Subtitles | ال كى جى بى , الحرب البارده , الطابور الخامس هذا يكفى , يكفى |
| Bu soğuk suda geçen 10 dakikada ya delirir ya da ölür. | Open Subtitles | عشر دقائق فى هذه المياه البارده ستُصاب بالجنون أو ستموت |
| Şahsen, soğuk nehir suyu ile çamaşırlarımı daha yeni yıkadım. | Open Subtitles | انا شخصيا انهيت للتو غسل اشيائي الخاصة في مياة النهر البارده |
| soğuk savaşa geri dönüş. Bana çalışma kartını ver. | Open Subtitles | و سنعود لحقبه الحرب البارده اعطني بطاقتك الائتمانيه |
| Sydney, anlamak zorundasın, soğuk Savaş'ın doruklarındaydık. | Open Subtitles | يجب أن تفهمى انه كان فى قمة الحرب البارده |
| ...ve soğuk Savaş'taki bağlantıları sayesinde acemi bir hükümetin kanuni güçlerine sahip. | Open Subtitles | وبفضل علاقاته أيام الحرب البارده منح شرعية الحكومه الجديده |
| Evet, kızgınlık, beceriksizlik. ian 'dan soğuk bir bakış. | Open Subtitles | نعم ، الخطاء الفاضح ، الصعوبه النظرات البارده من ايان .ِ |
| Bu adamları ve kadınları eğitmek için milyonlarca dolar gerektiğini gösteren soğuk ve acı bir gerçek. | Open Subtitles | إنها الحقيقه الصعبه البارده , إنه يكلف الملاين من الدولارات لتدريب هؤلاء النساء و الرجال |
| Almamak çok zor. Tutumu çok kırıcı. soğuk Savaş'ın bittiğinden haberdar mı bilmiyorum. | Open Subtitles | إنه صعب , موقفه عدائي لقد جعلني أتسائل هل أنتهت الحرب البارده |
| soğuk bir Ocak ayı gecesi, New York şehrinde bu adam ve bu kadın birlikte uyudular. | Open Subtitles | وفى احدى ليالى يناير البارده فى مدينة نيوريورك هذا الرجل ، وتلك المرأة ناموا معا .. |
| Sen evliliğe inanmayan soğuk kalpli buz prensesisin. | Open Subtitles | أنتِ أميرة المشاعر البارده التى لا تؤمن بالزواج |
| Ya elini bana verirsin, ya da ölü ve soğuk elini söker alırım. | Open Subtitles | الآن، أعطنيه، وإلا سـأنـتـزعه من يدك البارده الميتـه |
| CIA soğuk savaş sırasında kaç kamp kurdu biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم ما عدد المعسكرات التى أقامتها المخابرات المركزيه خلال الحرب البارده ؟ ؟ |
| soğuk mavi kayalıklardan aşağı tırmanırken ve suya daldıklarında termal kamerada altın sarısı görünecekler. | Open Subtitles | كاميرة التصوير الحراريه تكشف لنا اللون الأصفر الذهب وهم يتسلقون على الصخور الزرقاء البارده والغطس فى البحر |