| Çok büyük bir kütüphane oluşturdu ve bu kütüphane birçok Seçkin alim tarafından ziyaret edildi. | TED | استحقت مكتبة ضخمة، وكان يزورها العديد من العلماء البارزين. |
| Tahminimce siz, Seçkin ziyaretçilerinizle kavga etmezsiniz. | Open Subtitles | تخميني، لا ينبغي عليك أن تتعارك مع زوّارك البارزين |
| "Toplantıya katılmaları beklenen konusunda uzman Seçkin kişiler arasında Hal Lipset ve San Francisco'dan Harry Caul var. | Open Subtitles | و من بين الرجال البارزين في هذا المجال الذين يُتَوَقع حضورهم هال ليبسيت و هاري كول |
| Belki de, bazı önde gelen ABD vatandaşlarının bu ifşada, bu skandalda hala yer almamasından dolayı olabilir. | TED | ويرجع ربما هذا إلى أن بعض الأمريكيين البارزين لم يُكشف عنهم بعد في هذه التسريبات، وفي هذه الفضيحة. |
| Neyse ki Anna ve Nikephorosun zamanın önde gelen âlimlerini barındıran ve tartışan birçok ortak entelektüel ilgi alanı paylaşıyorlardı. | TED | لحسن الحظ، انتهى الأمر بآنا ونيكيفوروس تقاسم العديد من المصالح الفكرية، استضافة ومناقشة العلماء البارزين في ذلك اليوم. |
| Örneğin, bu benim başka bir öğrencim, Avustralya'dan Susan Jackson dünyada önde gelen atletlerle çalışmış bir isim. | TED | فمثلا هذه طالبة أخرى من طلابي سوزان جاكسون من أستراليا، قد عملت مع بعض الرياضيين البارزين في العالم |
| Futbol takımı, koçlar ve takımla yolculuk eden bazı Seçkin sakinler... | Open Subtitles | فريق الكرة.. والمدربون وبعض المشجعين البارزين الذين يسافرون مع الفريق |
| Seçkin insanların çoğu kariyerleri boyunca bir şekilde hedef olmuştur. | Open Subtitles | معظم الرجال البارزين ، عند نقطة واحدة أو أخرى في مهنتهم. |
| Bir başkası daha. Seçkin tanıklarımızdan birinde de var. | Open Subtitles | هناك آخر وأحد شهودنا البارزين ايضا |
| Bir dolu Seçkin insan tanıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تعرفين الكثير من الناس البارزين. |
| Bay Başkan, sayın delegeler ve benim Seçkin İtalyan meslektaşım. | Open Subtitles | "السيد "شيرمـان ..... الزملاء المندوبون "وزملائى البارزين من "إيطاليـا |
| Benim için Seçkin konuklarımızı valse davet etmek bir onurdur. | Open Subtitles | وتكريما لأكثر الضيوف البارزين |
| Carrie, bu Yargıç Samir Khalil Bağdat'taki Seçkin hukuk adamlarından biridir. | Open Subtitles | (كاري)، هذا القاضي (سمير خليل) واحد من رجال القانون البارزين في (بغداد) |
| Seçkin seks uzmanları ve çok satan "İnsan Cinsel Tepkisi" kitabının yazarları Dr. William Masters ve Virginia Johnson'dan bahsediyorum. | Open Subtitles | إنّني أتحدّث هُنا عن خبيرا الجنس البارزين... ومؤلفا الكتاب الأكثر مبيعاً (الاستجابة الجنسيّة للإنسان)، إنّهما دكتور وليام ماسترز وفيرجينيا جونسون. |
| Dünya'nın önde gelen birçok bilim adamı onun endişelerini paylaşıyordu. | Open Subtitles | العديد من العلماء البارزين في العالم تشاطروا هذا القلق |
| Karar, Morgan'ın sorumluluğunu üstlenen toplumun önde gelen bir üyesinin tavsiye mektubu üzerine alınmış. | Open Subtitles | كان مبنيا على توصيات احد اعضاء المجتمع البارزين والذي تحمل المسؤولية لهذه الرسالة |
| İngiltere'nin önde gelen iklimbilimcilerinden oluşan bir ekipten küresel çevrenin nasıI değiştiğini binlerce yıI geriye giderek ortaya çıkarmalarını istedik. | Open Subtitles | سألنا فريقاً من علماء المناخ البريطانيين البارزين لمعرفة كيف تغيّرت البيئة العالمية، بالعودة لآلاف السنين |
| 70'lerin başında dünyanın önde gelen silah tasarımcılarındandı. | Open Subtitles | في أوائل السبعينات، لقد كان أحد مصمموا الأسلحة البارزين في العالم. |
| Pekala Dr. Gary Boyd, Californiya'nın en önde gelen uzman psikiyatristlerinden birisi olarak sizin uzman görüşünüze göre bu hayret uyandırıcı sanığın kaçmama ihtimali var mı? | Open Subtitles | اذا دكتور غاري بويد في رأيك الحصين كواحد من افضل الاطباء النفسيين البارزين في ولاية كاليفورنيا |