| Hemen eve gitmek ve büyük yakışıklı bir adama yemek yapmak istiyorum ve çocukları küvete koymak, biftek pişirmek, dondurma yapmak ve gecenin ne getireceğini düşünmek istiyorum. | Open Subtitles | اريد الاسراع الى منزلي، اعداد العشاء لرجل كبير وسيم ووضع الاطفال في البانيو شواء اللحم وعمل الايسكريم والتفكير.. |
| Tüm paranı o küvete vermeseydin parayı ödeyebilirdik. | Open Subtitles | لو لم تصرف كل نقودنا على البانيو لأستطعنا أن ندفع الرهن |
| Bu küvete dergilerden ziyade, seninle girmeyi daha çok tercih ederim. | Open Subtitles | سأفضّل أن تنضمَّ أنت .. إليّ في هذا البانيو بدلًا من هذه المجلّات |
| Jane, birkaç günlüğüne küvette ıslansam nasıl olur? | Open Subtitles | ما رأيك فى أن استعد بالغطس فى البانيو لمدة يومين ؟ |
| Bugün, babam annemle beni küvette yakaladı. Sanırım bahçıvanlık işimi kaybedebilirim. | Open Subtitles | واليوم دخل أبى ليجدني أنا وأمي فى البانيو |
| Şehvetin dışında kahve molaların, bir şeyleri kırma huyun saçının küvet oluğunu tıkaması. | Open Subtitles | برغبة جنسية او بدونها بانفاسك التي بطعم القهوه وعادتك في تحطيم الأشياء وشعرك الذي يتشرب ماء البانيو كله |
| Bu küvetin eve uygun olduğundan emin misin? | Open Subtitles | أأنت متأكد أن هذا البانيو سيناسب باقي المنزل؟ |
| - Özel bir soru sorabilir miyim? Carla, parfümü sıkıyor musun yoksa küvete doldurup üstüne mi sıçratıyorsun? | Open Subtitles | كارلا هل ترشي عطر او تملئ البانيو لاخره |
| Yani ikimizin birden küvete sığdığı zamanlardan mı bahsediyorsun? | Open Subtitles | تقصد عندما كان البانيو يتسع لكلانا؟ |
| Bay Jarvik'i küvete koyan onlar. | Open Subtitles | هما من وضع السيد جارفيك في البانيو. |
| Annem hep benimle küvete giriyor. | Open Subtitles | ماما دائما تجلس في البانيو معي |
| Hayır Maw Maw, küvete yapamazsın. | Open Subtitles | لا, "ماو ماو" لا يمكنك أن .. تفعليها في البانيو |
| Kedi kumluğunu küvete geri koydum. | Open Subtitles | أعدت صندوق الـفضلات إلى البانيو |
| Üst dairemdeki küvette yatan adamı söylemek hoşuma gider. | Open Subtitles | سيعجبهم اكتشاف من قتل الرجل في البانيو في الشقة التي تعلو شقتي. |
| Ancak onu boğazlayıp, banyoya kadar sürükledikten sonra küvette boğmazsınız. | Open Subtitles | أنت لن تقبضين على عنقه ثم تجرينه إلى الحمام ثم تغرقينه في البانيو |
| küvette yalnız olmak çok kötü, değil mi? | Open Subtitles | انها جدا العزله عندما انت في البانيو وحيد, أليس كذلك؟ |
| Madem bulaşıkları küvette yıkıyoruz spagetti yemesek olmaz mı? | Open Subtitles | بما أننا نغسل الأطباق في البانيو الآن هل يمكن ألا نتناول السباغتي؟ |
| Ve bir diğer bonus, küvette bulaşık yıkamak zorunda değiliz. | Open Subtitles | وكعلاوة إضافية لسنا مضطرين لغسل الصحون في البانيو |
| 60 saniyelik küvet sırf yıkanmak için zaten. | Open Subtitles | آها,وذلك البانيو ذو الستين ثانية من أجل النظافة فقط؟ |
| Onu bulduklarında küvetin içinde lapa halindeymiş. | Open Subtitles | وعندما وجدوها فى البانيو كانت مثل الهريسه |