| Bohai Körfezi'nin ilerisinde, Kuğu köyünün kuzeyinde göçmen kuşlar için dinlenme noktası olan kayalık bir ada yer alır. | Open Subtitles | خارج في خليج بو هاي، المنطقة الشمالية الشرقية قرية البجعة جزيرة صخريه صغيرة توفر الهدوء سبوت لاستراحه الطيور المهاجره | 
| Sevgili İrlandalı Abigail, bir Kuğu gibi güzel çörek yapmakta üstüne olmayan kız. | Open Subtitles | ابيجيل الايرلندية الطيبة التي لم تفشل ولو لمرة بصنع طعام بنفس جمال البجعة | 
| Eğer siyah Kuğu bir şekilde suçlu olmasaydı, ...sizden neden kaçsın ki? | Open Subtitles | لو لم تكن البجعة السوداء مذنبة فما الذي دعاها إلى الفرار منكن؟ | 
| Sparkbrook'taki Black Swan'da takılıyorlar. | Open Subtitles | "إنهم يعاقرون الخمر في حانة "البجعة السوداء "في حي "سبارك بروك | 
| Limandaki pelikan olmayı hiç istemem. Ha? | Open Subtitles | انا اكرة ان اكون البجعة فى هذا المرفاء.هاه | 
| Bunun arkasında, kuğunun hikayesindeki gibi, milyonlarca yapılması güç olan şeyler var. | TED | اسفل هذه .. كقصة البجعة التي فيها مليون أمر صعب يجب القيام به | 
| Tchaikovsky'nin balesinde, Siyah Kuğu büyücü bir kadındır ve 32 büyüleyici fouetté'si neredeyse doğaüstü gözükmektedir. | TED | في باليه تشايكوفسكي، رقصة البجعة السوداء ساحرة و دورات الفوتييه الـ 32 الأسرة يبدو أداؤها خارقاً تقريباً | 
| Siyah Kuğu teorisi, geleceğimiz üzerinde hiçbir kontrolümüz olmadığı fikrini düşündürür bize. | TED | البجعة السوداء تتناسب مع فكرة أننا لا نملك السيطرة على مستقبلنا. | 
| Danimarka^da, bizim ulusal hayvanımız Kuğu var. | TED | بينما الدنمارك تتمثل بطائرها الوطني ، البجعة | 
| Evet. Kuğu Hamamı ve Menekşe Hamamı da var. | Open Subtitles | و غيرها , مثل حمامات البجعة و حمامات كبريتية | 
| İhtiyar Shred bir çöp kamyonunun tam arkasına bir Kuğu dalışı yapmıştı! | Open Subtitles | أدى شريدر حركة غطسة البجعة وحط في مؤخرة شاحنة قمامة | 
| Bu, geçen salı, Kuğu Han'ında kayda geçmiş. | Open Subtitles | هذا ما تم تسجيله الثلاثاء الماضي في حانة البجعة | 
| - Kuğu güzel. Sen de. - Uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | ـ إنّ البجعة جميلة ، وكذلك أنت ـ ليس لمدة طويلة | 
| Daha polisler hapse tıkayamadan, değirmenden Kuğu dalışı yaptı. | Open Subtitles | لقد قام بقفزة البجعة من على سلم للحبوب قبل أن يتمكّنوا منه و لكن الجائزة بقيت لي أنا | 
| Büyük bir hata yaptığını fark eder ilk Kuğu ile birlikte bir göle atlayıp intihar ederler. | Open Subtitles | يكتشف بانه ارتكب خطأ فادح وهو و البجعة الاولى قفزا الى البحيرة و انتحرا | 
| Hangisinin maymun hangisinin Kuğu olduğunu tam anlayamıyorum. | Open Subtitles | أعاني من مشكلة في تحديد أي منها القرد وأي منها البجعة | 
| Mahvolmuş haldeki Beyaz Kuğu bir tepeye tırmanıyor kendini öldürüyor. | Open Subtitles | محطمةً، "البجعة البيضاء" ترمي بنفسها من قمة جرف، قاتلةً نفسها. | 
| Kurban, Black Swan Barı'nda içki içiyormuş, efendim. | Open Subtitles | الضحية كان يشرب في حانة "البجعة السوداء" يا سيدي | 
| Basketbol takımı yerdeki pelikan maskotu işaretlerinin üzerinden kimsenin geçmesine izin vermiyorum. | Open Subtitles | فريق كرة السلة لن يدع اي شخص ان يقف على تعويذة البجعة على الأرض | 
| Okyanusun tüm suları bir araya gelse kar beyazı bir kuğunun siyah bacaklarını beyaza döndüremez. | Open Subtitles | إذ لا يستطيع كل ماء المحيطات قلبَ سيقان البجعة السوداء إلى البياض، وإن نقعتهما دوما بالفيض | 
| Diğer yandan, lavın bu buz kuğuya neler yapacağına bakın. | Open Subtitles | و بالمقارنة, نلاحظ أن الحمم تؤثر على هذه البجعة الثلجية | 
| Kocam bu kuğuyu severdi. Onu inek sanıyordu. | Open Subtitles | زوجي أحبَ تلك البجعة كان يعتقد إنها بقرة | 
| - kuğular hâlâ orada mı kuğular? | Open Subtitles | هل البجعة ما زالت هناك؟ | 
| Bakalım bir kuğun seni maffetmesini sevecek misin! | Open Subtitles | حسناً، سوف نرى كيف يعجبك ذلك عندما تلتهمك البجعة | 
| "Pelican Brief" kitabını okuyup bitirdim, çok sevdim ve direk abonesi oldum. | Open Subtitles | " فقد قرأت روايته " قضية البجعة و أحببتها لدرجة أني سأغوص لموكلي |