| Bütün hayatım, bankada biraz para dolabımda birkaç takım elbise ve bir sürü tek gecelik ilişkiden ibaret. | Open Subtitles | حياتي كلها مال في البنك .. بعض البدل في الخزانة و علاقات لليلة واحده |
| Çünkü tek yaptığım şey süslü bir takım elbise giyip bir masanın arkasından emirler yağdırıp, insanların beni ciddiye almasını umut etmek değil. | Open Subtitles | لأن ما فعلت أكثر بمراحل، تزرير بعض البدل الرسمية، واصدار الأوامر من على مكتبي، على أمل أن يأخذني الناس على محمل الجد |
| Bunları yapacak olan, uzay elbiseli bu insanlara güvenmeniz gerekiyor. | TED | يجب أن تثق في أولئك الغرباء ذوو البدل الفضائية لدفنهم. |
| Benim işim uçağı uçurmak. Takım elbiseli çocukların bu şekilde göreceğinden şüpheliyim. | Open Subtitles | انى اشك ان الأولاد اصحاب البدل سوف يرونها بهذا الشكل. |
| Kruvaze ceketler, tek düğmeliler ve çok güzel günlük giysiler çıkarabilirim. | Open Subtitles | يمكننى عمل أزرار ثنائية أزرار أحادية و البدل اليومية اللطيفة أيضاُ |
| Süper model'in etrafındaki smokinli adamların sebebi üzerindeki kıyafetin paha biçilmez olması. | Open Subtitles | وسبب وجود اولئك الشباب المفتولوا العضلات ذو البدل الرسمية المحيطون بها هو وجود تلك القطع من المجوهرات الثمينة |
| O takımları görmek isterim. | Open Subtitles | أنا أوَدُّ أَنْ أَرى تلك البدل. |
| - Takım elbisene bayıldım. | Open Subtitles | لقد أحببت البدل |
| takım elbise içindeki adamların... milyar dolarlık şirketlerin kaderini kontrol ettiği... para ve çelikten oluşan bu muhteşem tapınakta ibadet ediyordum. | Open Subtitles | لقد كنتُ أعبد هذه الأموال الرائعة التي كانت في الهياكل الفولاذية حيث يستطيع الرجال ذو البدل المخيّطة، بأن يقوموا بالتحكم على مصير البلايين من دولارات الشركات |
| takım elbise zevkine katlanamadım halde hem de. | Open Subtitles | حتّى وإن لم أطِق ذوقكَ في البدل. |
| Sen de dar takım elbise mağazana geri dön. | Open Subtitles | يجب عليك العودة إلي متجر البدل |
| ...ve ben yalnızca takım elbise dikmesini bilirim. | Open Subtitles | وما أعرفه هو كيف أصنع البدل |
| Kravatla takım elbise beni geriyor. | Open Subtitles | البدل و الياقات تحبطني |
| Biri sürü takım elbiseli adam var orada. | Open Subtitles | هناك العديد من موظفى البنوك يرتدون البدل |
| Takım elbiseli adamlarla neden içki içeyim ki? | Open Subtitles | فلماذا أريد أن أشرب مع هؤلاء الناس الذين يرتدون البدل الرسمية ؟ |
| Bugüne kadar Stokely Hall'de kaç tane takım elbiseli puşt gördük? | Open Subtitles | كم من الأشخاص أصحاب البدل نعرف؟ |
| Bugüne kadar Stokely Hall'de kaç tane takım elbiseli puşt gördük? | Open Subtitles | كم من الأشخاص أصحاب البدل نعرف؟ |
| Söyle bana, tüm bu giysiler... Kimsenin işine yaramıyor mu? | Open Subtitles | أخـبريني، ألا توجـد تلك البدل هنـاك أيضـاً؟ |
| Hala diğer giysiler üzerinde çalışıyoruz. Üçüncünün hazır olmasına az kaldı. | Open Subtitles | ما زِلنا نَعْملُ علي البدل الاخري اصبحنا قريبين من تجهيز البدلة الثالثة. |
| Tanrım, smokinli erkeklere bayılıyorum. | Open Subtitles | يا'لهي ,احب ذوي البدل |
| Bir de, o işi bitirdikten sonra Armine's'tan şu takımları alır mısın? | Open Subtitles | مم... عندما تنتهي من هذه هل بأمكانك الذهاب لجلب البدل من "ارماني؟" |
| - Takım elbisene bayıldım. | Open Subtitles | لقد أحببت البدل |
| Sonra onunla Londra'yı dolaşıp giysi, tablo, şarap satın alırdı. | Open Subtitles | وجاب انحاء لندن مشتريا البدل والمكياج والنبيذ. |